Arama sonuçları: 1523 sonuç bulundu.

Evrad-ı Kudsiye, Nakşibendi Hazretlerinin evradı olduğu halde neden Cevşende Nur Talebelerine dua var da Nakşibendilere yapılan bir dua yok? Evrad-ı Kudsiye hakkında kısaca bilgi verir misiniz?   
Hz. Ebubekir Efendimize ait olarak bilinen bu sözün kaynağı var mıdır? Bir de burada çelişkili bir durum yok mu? Bir taraftan Hz. Ebubekir, cehennem azabından Allah'a sığınılan ayetleri okuyacak diğer yandan cehenneme girmeye rıza gösterecek. Aynı şekilde Bediüzzaman Hazretlerinin de benzer bir sözü var. Bu ifadeleri nasıl anlamamız gerekir? İzah eder misinz? 
Kastamonu Lahikası'nda (s. 35) geçen bu ifadelerden Bediüzzaman Hazretlerinin risaleleri ciddi tashih ettiğini anlıyoruz. Bediüzzaman Hazretlerinin tashihte dikkat ettiği hususlar nelerdir? Bu hususu Risale-i Nur'da geçen ifadelerle izah eder misiniz? 
Bediüzzaman Hazretleri'nin Sünnet-i Seniye Risalesin'nde geçen, "Sünnet-i Seniyyenin merâtibi (mertebeleri) var. Bir kısmı vâciptir, terk edilmez...Bir kısmı da nevâfil nevindendir. ...Diğer kısmı, "âdâb" tabir ediliyor..."  ifadelerinde kasd edilen mertebelerin içerisinde farz ibadetler de var mıdır? Yani farz olan ibadet sünnet hükmüne geçer mi?
Üstad hazretleri bir yerde, "Bu zamanda feraizi işleyen kebairi terk eden kurtulur inşaallah" diyor. Bunu nasıl anlamalıyız? 'Kurtululur' derken doğrudan ehli cennet mi demektir? Yoksa günahları çok olanlar, günahları sebebiyle cehenneme gitse de, ehli iman olduğu için, cezasını çektikten sonra, sonunda cennete gider mi demektir.
Bediüzzaman hazretleri Kastamonu Lahikasında "Feraizi işleyen kebairi terk eden inşallah kurtulur" diyor. Ancak Asayı Musa mecmuası 11. şua 4. meselesinde ise; "hatta bir ehli keşif ve tahkik bir yerde 40 vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş, ötekiler gayb etmişler," diyor.(camii cemaati diye biliyorum yanlış değilsem) Bu iki parça birbirine zıt gibi duruyor. izah...
"...o vakte kadar ulûm-u felsefeyi ulûm-u İslâmiye ile beraber havsalama doldurup, o ulûm-u felsefeyi, pek yanlış olarak, maden-i tekemmül ve medar-ı tenevvür zannetmiştim. Halbuki, o felsefî meseleler ruhumu çok fazla kirletmiş ve terakkiyât-ı mâneviyemde engel olmuştu. Birden, Cenâb-ı Hakkın rahmet ve keremiyle, Kur’ân-ı Hakîmdeki hikmet-i kudsiye imdada yetişti. Çok risalelerde beyan edildiği g...
Adıyamanlı rahmetli Mehmet Emin Akbaş isimli Nur Talebesi'nden rivayetle (Allah rahmet eylesin), Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, "resim çektirmek doğru değildir" dediğini işitiyoruz. Bu meselede ölçü nedir.
Ahir zamanda gençlerde görülen bir sürü kötü ahlak var. Bediüzzaman Hazretleri Risalelerinde enaniyeti geniş bir şekilde ele alıp izahlar yapmış. Peki bu zamanın gençlerinde bulunan şiddetli enaniyet ve ego için ne tür çözümler ortaya koymuş? 
Risale-i Nur külliyatında İctihad Risalesi'nin başında “haddinden tecavüz edenin haddini bildirmek için şu söz …“ diye yazıyor. Haddinden tacavüz edenin haddini bildirmek derken Bediüzzaman Hazretleri ne demek istiyor? Bu cümleyi kısaca izah eder misiniz?