Arama sonuçları: 222 sonuç bulundu.

Tabiat Risalesi’nin üçüncü muhalinde geçen, ''Sultan-ı Ezeli’nin hikmetinden gelen nizamat-ı kainatın MANEVİ KANUNLARINI birer MADDİ MADDE tasavvur ederek ve saltanat-rububiyetin KAVANİN-İ İTİBARİYESİNİ ve o Mabud Ezeli’nin şeriat-ı fıtriyye-i kübrasının MANEVİ ve yalnız VÜCUD-U İLMİSİ bulunan ahkamlarını ve düsturlarını birer MEVCUD-U HARİCİ ve maddi bir madde tahayyül ederek o İLM ve KELAMD...
Risale-i Nur'da geçen, "Her kemal ve cemal sahibi kendi kemal ve cemalini görmek ve göstermek ister" ifadesini nasıl anlamalıyız?
"Bin üç yüz sene zarfında nev‘-i beşerin kemiyeten beşten birisini ve keyfiyeten ve insaniyeten yarısını arkasına alıp"  ifadesindeki "keyfiyeten ve insaniyeten yarısını" kısmını açıklayabilir misiniz?
Vahdaniyet, vahidiyet, ehadiyet nedir ve bu kavramlara kainattan verebileceğimiz farklı örnekler nelerdir?
Tevbe  Suresi 111. âyette : "Şüphesiz Allah, mü’minlerden nefislerini (canlarını) ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır." buyuruluyor. Âyette geçen nefsini Cenab-ı Hakk'a satmak ifadesini nasıl anlayacağız ve satmaktaki kasıt nedir?
Birisi bana, tüm Müslümanlar oruç tutmak zorumdaymış. Biz neden tutmuyoruz diye bir soru sordu. Benim de ağzımdan Müslümanlar oruç tutmak zorunda değil diye bir söz çıktı. Ben şimdi istemeden şirk mi koşmuş oldum?
Allah kıyamet gününde gökleri dürer, sonra sağ eline alır ve şöyle buyurur: Melik (Mülkün hakiki sahibi benim). Nerede (o) zalimler, nerede o büyüklük taslayanlar? Sonra da yerleri dürüp, sol eline alır ve şöyle buyurur: Melik (Mülkün hakiki sahibi benim). Nerede (o) zalimler, nerede o büyüklük taslayanlar? Bu hadiste Allah'ın eli derken ne denmek istenmiştir? Gökleri dürer, yerleri dürer ne deme...
"Bir hadise, eğer imkân-ı aklî dairesinde olmazsa reddedilir; imkân-ı örfî dairesinde olmazsa dahi mucize olur, fakat kolayca keramet olamaz" cümlesinde "kolayca keremet olamaz" ifadesini nasıl anlamalıyız?
Allah'ın kudretinin daima tecelli ettiğini nasıl anlarız? Teşekkürler.
Allah'ın bir şey ile bin şeyi yaratması, bir çiçek ile bir baharı yaratması arasında fark yoktur diyoruz. Bir ile bin veya bir ile nihayetsiz işleri yapmak için neden aynı kuvvetin sarfı yeterlidir?