2. şuanın 3. meyvesinde anlatılan insan ile sırrı vahdet arasındaki
ilişkiyi ana hatlarıyla izah edebilir misiniz?
21. Sözün 1. makamının 2. ikazında geçen "zi şuur sırrı insani ve zi nur letaifi Rabbaniye" ifadesi geçiyor. Bu meselede sırrı insani ve letaif-i Rabbaniye den ne anlamamız gerekiyor. Açıklayabilir misiniz?
Sırrı tevhid ve sırrı vahdet ne demektir? 2. Şua'da geçen, "Yüz binler diller ile sanii takdis ederek tesbihat yapan İsrafil-misal ubudiyetinde ulvi bir makam sahibi bir acaib bir mahluk iken..." cümlesinde neden israfil aleyhselam denilmiş?
Genelde cemaat içinde siyah giyinmeyi daha çok tercih edenler oluyor.
Çarşaf giyemeyenler, siyah ferace ve siyah başörtüsü takıyorlar.
Neden siyah başörtüsü?
Siyah daha çok dikkat çekmez mi?
Onun yerine gri, lacivert olmaz mı?
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
Şehitlerle ilgili bir büyüğüme soru sordum. "Onlar ölmüyor normalde hayattalar ama biz göremiyoruz" "gerçektende de öyle midir" diye soru sordum. Vesvese olmasın diye ama "haşa ayete inan mıyor musun" dedi. Ben de hayır inanıyorum tabiki dedim ama içimi bir korku kapladı. Acaba imanıma bir şey olmuş mudur? Böyle sorgulamak bilgi için imanımıza zarar verir mi?
24. Söz'ün 3. dalında, Resul-ü Ekrem (asm)'ın hadislerinde geçen ve o devir insanlarınca bilinen bazı
kıssa ve hikâyelerin irşad maksadıyla kullanıldığı ve o kıssalarda
bulunan kusurların o zamanki insanların anlayışından kaynaklandığı izah ediliyor. Buna dair bir iki misal verebilir misiniz?
Üstâd Hazretlerinin 17. Söz'deki münâcâtında; “Yâ Rab! Tevekkülsüz, gafletle, iktidar ve ihtiyârıma dayanıp, derdime derman aramak için cihât-ı sitte denilen altı cihette nazar gezdirdim. Maatteessüf derdime derman bulamadım. Ma‘nen bana denildi ki: “Yetmez mi derd, derman sana!”[1] ifadesi geçmekte. Burada geçen “cihât-ı sitte/altı yön” gerçekte nedir? Ne anlatılmak istenmiştir?
27.Sözün zeylinde, Sahabeler Bahsinde geçen "amma ehadisde varid olmuş (hadislerde gelmiş) ki 'ahirzamanda beni görmeden iman eden daha ziyade makbuldür' mealindeki rivayet hususi fazilete dairdir, has bazı eşhas (şahıslar) hakkındadır." Buradaki eşhas kimlerdir?
14.Sözün Hatimesinde geçen "İkinci adam ise, yüzde doksan dokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar. Bir kısmı ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler zanneder. Şu bîçâre adam ise, bütün onlara bedel, yalnız bir misafire ünsiyet edip teselli bulmak ister. Onunla o elîm âlâm-ı firâkı kapamak ister." Biraz izah edebilir misiniz?