Soru

Siyah Giyinmek

Genelde cemaat içinde siyah giyinmeyi daha çok tercih edenler oluyor.

Çarşaf giyemeyenler, siyah ferace ve siyah başörtüsü takıyorlar.

Neden siyah başörtüsü?

Siyah daha çok dikkat çekmez mi?

Onun yerine gri, lacivert olmaz mı?

Tarih: 16.07.2012 16:29:51
Okunma: 19542

Cevap

Kur’an’ın açık hükümlerinde cilbâb’ın (çarşaf), feracenin rengi tayin edilmiş değildir.

Ancak cilbâb’ın asıl vazifesinin, kadının ziynetini saklamak olduğu apaçıktır. Bunun da koyu renklerle hususen siyah ile daha iyi yapılacağı belirlenmiştir.

Hanım Sahabîler cilbâbda ilk siyah rengi kullanmışlardır...

Rivayet olunduğu üzere Ümmü Seleme (r.a.) demiştir ki: "cilbâblarından üzerlerini sıkı örtsünler[1] âyeti nazil olduğu zaman Ensar kadınları üzerlerine siyah elbiseler giyerek öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki, başları üstünde kuşlar varmış gibiydi."

Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet edilmiştir ki; "Ensar kadınlarına Allah rahmet etsin. Bu "Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına bütün müminlerin kadınlarına da söyle"[2] âyeti indiği zaman mırtlarını (yün elbiselerini) yardılar, onunla başlarını sardılar da Resulullah (a.s.m.)'ın arkasında öyle namaz kıldılar ki, sanki başlarında kargalar varmış gibi..." demiştir.

Bu tesettür onların tanınmalarına, dağınık cariyelerden, adi kadınlardan vakar ve heybetle seçilerek hürmet edilmelerine ve dolayısıyla incitilmemelerine elverişli olan biçimdir.[3]

Şiirlerdeki çarşafla ilgili teşbihler, çarşafın renginin siyah olduğunu gösteriyor

Şiirlerde gecenin karanlığının hep cilbâba benzetilmesi de cilbâb’ın ilk uygulamalarda hep siyah olduğunu gösterir. (bkz. Lisan-ul Arab, md: Cilbâb)

Çarşaf eskiden beri en çok İran ve Irak’ta kullanılmıştır ve bugün İran’da resmî daireler dahil kadınların ev dışında lâcivert veya siyah çarşaf giymeleri mecburidir. XVIII-XIX. yüzyıl seyyahları çarşafın Mısır kadınları arasında da çok yaygın olduğunu yazarlar. Çarşaf Türkiye’ye Tanzimat döneminde hacca gidip gelenler tarafından Araplar veya muhtemelen İranlılar’dan alınmak suretiyle getirilmiştir. Önceleri pek tutulmayan, hatta bid‘at olduğu ileri sürülen çarşaf, 1870’te çıkarılan bir emirnâme ile ince yaşmak ve feracenin yasaklanmasından sonra yaygınlaşmıştır. Daha sonra II. Abdülhamid, çarşaf altına gizlenen bazı erkeklerin çeşitli suçlar işlemeleri ve saraya girmeye teşebbüs etmeleri üzerine 4 Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirnâme ile çarşaf giyilmesini yasaklamış, fakat bu yasağa ancak saraya girilirken uyulmuştur.

Çarşaf, başla birlikte vücudun üst kısmını örten pelerinle ayaklara kadar belden aşağısını örten eteklikten ibarettir. Buna üçüncü bir parça olarak peçe de takılabilir; fakat artık peçe İran da dahil olmak üzere birçok ülkede terkedilmiştir. Çarşaf Türkiye’de çeşitli dönemlerde değişik şekil ve renklerde kullanılmış ve biçimlerine göre uçkurlu, yandan yırtmaçlı, dolma, torba gibi adlar almıştır. Çarşaflar önceleri el tezgâhlarında dokunan yünlü ve pamuklu kumaşlardan yapılırdı; daha sonra ipeklileri, Avrupa kumaşlarından yapılanları ve hazır kutu içinde satılanları giyenin ekonomik durumuna göre kullanılagelmiştir. Bunlar genellikle siyah, lâcivert, mor, güvez, neftî renklerde olur, gençler mavi, turkuaz, yeşim ve leylakî gibi daha göz alıcı renkleri tercih ederlerdi. Şam’ın sırmalı ve yanar döner çizgili çarşafları meşhurdu. Genç kızlar ilk defa on iki on üç yaşlarında çarşaf giymeye başlar ve buna “çarşafa girmek” denirdi.[4]

Hanımların ziynetlerini örtmeye en elverişli renk siyahtır

Daha önce de değindiğimiz gibi, cilbâb’ın görevlerinden birinin de ziynetleri örtmek olduğunu, binaenaleyh ziynetten en uzak rengin de siyah olduğu gerçeği hesaba katılırsa, cilbâb için siyah tavsiye edilir.

Ancak illa siyah olacak gibi bir şart yoktur. Bu gibi tesettür kıyafetleri için siyah veya en azından koyu renk istihbab yani bir şeyi güzel saymak ile tavsiye edilir. Lakin misallerde de gördüğümüz üzere cilbâb’ın rengi farz kılındığı ilk vakitten itibaren hem daha az dikkat çektiği, hem ziynetleri tam manasıyla kapattığı, hem de hanımları daha vakar ve heybet sahibi gösterdiği için siyah olarak kullanılmıştır ve tavsiye edilmiştir. Çarşafın tatbik şeklinde asırlardır çok az değişiklik olduğundan, kadının dış elbisesi bin dört yüz yıldır çok az değişim göstermiştir.


[1] Ahzâb Suresi,59. Ayetten

[2] Ahzâb Suresi,59. Ayetten

[3] Hak Dini Kuran Dili, Elmalılı Hamdi Yazır


Yorum Yap

Yorumlar