Arama sonuçları: 276 sonuç bulundu.

2.Lem’ada geçen; "Ve o makine-i insaniyede yüzer âlet var. Her birinin elemi ayrı, lezzeti ayrı, vazîfesi ayrı, mükâfâtı ayrıdır." cümlesini açıklar mısınız?  Nasıl insandaki her âletin elemi ayrı lezzeti ayrıdır?
İnsan ruhundaki istidatlar herkeste aynı şekilde yaratılıp insanlar sonradan mı farklılaşıyor; yoksa yaratılıştan gelen farklılıklar da var mıdır?
Müslüman olduğu halde ırkçılık yapan birini uyarmanın en güzel yolu nedir?
Üstadımız zamanında yaşayan âlimlerin, Üstadımızın Müceddid olduğundan haberleri var mıydı? Yoksa âlimler arasında birbirlerinden haberdar olmama gibi hususlar olabiliyor mu?
Risale-i Nur yazısını islam harflerini muhafaza ve unutulmuş bir sünnetti ihya etmek için yazdığımızı söylediğimiz zaman karşı taraftan "İslam yokken de cahiliye devrinde bu harfler 'Arap alfabesinde' kullanılıyordu." demesine karşın nasıl bir cevap vermemiz lazım? 
Sikke-i Tasdik-i Gaybi'de geçen "...bu hakikate binaen bu şehre bir kutup bir gavs-ı azam gelse seni on günde velayet derecesine çıkaracağım dese sen risale-i nuru bırakıp onun yanına gitsen Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın." cümlesini izah eder misiniz?
Üstad Hazretleri İsveç, Norveç ve Finlandiya ülkelerinden sıklıkla bahsetmektedir. Ve bu ülkelerin Kuran’a ihtiyaç hissetmeleri ve bizim bu ülkelerden geri kalmamamızı vurgulamaktadır. Bununla beraberde bizlerin onlara ve onlar gibilere rehber olmamız gerektiğini vazifemiz olarak bizlere bildirmektedir. Üstad Hazretlerinin bunca ülke arasında bu ülkeler üzerinde sıklıkla durmasının hikmeti ve bu ü...
Gözümüzü ve gönlümüzü tamamen eşimize vermenin yolu nedir? Sokağa çıktığımızda bu kadın fitnesinden kendimizi nasıl koruyacağız? Onlara baktığımızda aklımıza zinanın şehvetin gelmemesi için ne yapmalıyız?
"Evet, Muhammed’in (a.s.m.) getirdiği nur ile kâinatın mâhiyeti, kıymeti, kemâlâtı ve içindeki mevcudatın vazifeleri ve neticeleri ve memuriyetleri ve kıymetleri bilinir, tahakkuk eder." izah eder misiniz?''Kainatın mahiyeti'' ifadesinden ne anlamalıyız? 
11. Lema'da, "evet kalbin mercimek kadar bir sandukcası olan kuvve-i hafızada..." cümlesinden ne anlamalıyız?