Soru

İnsanların Yaradılış Farkları

İnsan ruhundaki istidatlar herkeste aynı şekilde yaratılıp insanlar sonradan mı farklılaşıyor; yoksa yaratılıştan gelen farklılıklar da var mıdır?

Tarih: 16.04.2009 00:00:00
Okunma: 4084

Cevap


Cenab-ı Allah’ın, insan nev’ini tek bir nev olduğu halde, yüz binler nevleri netice verecek bir fıtratta yarattığına, Üstad Bediüzzaman Risale-i Nur’un çok yerlerinde temas ediyor. Yani her bir insan tek başına ayrı bir âlem hükmündedir.

Risale-i Nur’da bütün insanların tamamen aynı fıtratla yaratıldıklarına işaret eden bir yer olduğunu bilmiyoruz. Zaten Allahu Teâlâ’nın yaratmadaki âdeti, her yarattığı şeyi bir öncekinden farklı yaratmaktır. Çünkü onun ilmi, kudreti ve mahareti sonsuzdur. Her yarattığını yeni bir mahsul olarak yaratır.

Tabiat Risalesi’nde insanın siması hakkında söylenen şu hüküm aynı hikmete binaen ruhu hakkında da câri olsa gerektir:

“Nakkaş-ı Ezelî (Ezelî san’atkâr), hadsiz kudretiyle nihâyetsiz cilve-i esmasını (isimlerinin tecellilerini) her vakit tazelendirmekle, ayrı ayrı şekilde göstermek için, eşyadaki teşahhusları (farklı görünümleri) ve hususî sîmaları öyle bir surette halketmiştir (yaratmıştır) ki; hiç bir mektub-ı Samedanî ve hiç bir kitab-ı Rabbanî (Allah’ın yazdığı mektub ve kitaplar hükmünde olan mahluklar), diğer kitabların aynı aynına olamıyor. Alâ küll-i hal (muhakkak), ayrı manaları ifade etmek için, ayrı bir sîması bulunacak. Eğer gözün varsa, insanın sîmasına bak, gör ki; zaman-ı Âdem'den şimdiye kadar, belki ebede kadar, bu küçük sîmada, âza-yı esasîde (esas azalarda) ittifakla (uyumla) beraber, her bir sîma, umum sîmalara nisbeten, her birisine karşı birer alâmet-i farikası (farklılık işareti) var olduğu kat’iyyen sabittir.” (23. Lem’a)  

Hadis-i Şerifin bildirdiğine göre, Allah bütün insanları İslam fıtratı üzerine yaratmıştır ve herkese hidayet yolunu açmıştır. Bunun dışında insanların farklı farklı huy ve ahlaklarla yaratılması ise bir vâkıadır. Küçük bir araştırma ile dahi bunu görmek mümkündür. Mesela, yakınımızda yeni doğmuş iki bebeğin gelişimine dikkat edelim, ilk andan itibaren ağlama ve tepki verme dereceleri bile farklıdır. 3-4 ay geçtikten sonra ikiz bile olsalar bambaşka kişilik özellikleri göstermeye başlarlar.

Mesela kız ve erkek çocukları ilk aylardan itibaren farklı özelliklerini belli etmeye başlarlar.

Hatta hayvanlarda bile bu huy farklarını ilk aylardan itibaren gözlemek mümkündür. Mesela, etrafımızda rahatlıkla görebildiğimiz kedi yavrularına bakalım. Bir batında dünyaya gelen yavrulardan birisi insanlardan kaçarken, diğerinin sıcaklıkla insanlara sokulduğunu görebiliyoruz.

Demek, insanoğlu en üstün bir fıtratta yaratılmış olsa da, hepsinin tamamen aynı fıtratta olması gerekmiyor. Her bir insan, Esmâ-i Hüsna’nın farklı farklı tecellilerine farklı şekillerde ayinedarlık yapacak şekilde yaratılıyor.

Esma-i hüsnâ’nın yaratılıştaki farklılıklara sebebiyeti, 24. Söz’ün 2. Dalı’nda şöyle anlatılır:

“İnsan çendan (gerçi) bütün esmaya (Allah’ın isimlerine) mazhar (üzerinde gösteren) ve bütün kemalâta (olgunluklara) müstaiddir (kâbiliyetlidir). …… Bazı, mazhar olan zât, bir ismin tam cilvesine medar olamıyor (gösteremiyor). Hem külliyet ve cüz'iyet (umumilik ve hususilik) ve zılliyet (gölgelik) ve asliyet (asıllık) itibariyle cilve-i esma (isimlerin görünmesi), başka başka suret alıyor. Bazı istid’ad (kabiliyet), cüz'iyetten geçemiyor ve gölgeden çıkamıyor. Ve istid’ada göre bazan bir isim galib (diğer isimlere üstün) oluyor, yalnız kendi hükmünü icra ediyor. O istid’adda onun hükmü hükümran oluyor.”

Not: 23. Söz’de geçen, istidat çekirdeğinin İman ve Kur’an ile gelişmesine dair izahlar, o istidatların herkeste tamamen aynı olduğu manasına gelmez. Böyle anlaşılmasına sebeb olacak herhangi bir karinesi yoktur.


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar