18 bin alemden kasıt nedir?
7 kat sema var. Peki neden 7 kat? Bu yedi kattan sonra ne var? 18 bin alemde mi bu semalarda? Neden bu alemlerin içinde en küçük alem biziz?
Evet, hergün, her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından, geçici her bir âlemini nûrlandırmak için ihtiyaç ve iştiyâkla لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ cümlesini bin def‘a tekrar ile, o değişen "perdelerin" her birisine bir لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ ’ı bir lâmba yaptığı gibi; öyle de, o kesretli, geçici "perdeleri" ve o tazelenen seyyâr kâinâtları... Değişen pe...
"Ehl-i keşfin küre-i arzda ifrîtlere mahsûs tabakasını bin senelik bir mesâfe görmeleri, âlem-i şehâdete âit küre-i arzın çekirdeğinde değil, belki âlem-i misâlîdeki dallarının ve tabakalarının tezâhürüdür." cümlesini açıklar mısınız?
"Hâfız Ali diyor ki: Hüsrev kardeşimiz kendi kalemiyle yazılan "Mu'cizatlı Kur'ân"ı fotoğrafla tab'ına tarafdar olmaması ve demir harflerle müsaade oluncaya kadar beklemeye tarafdar olması, onun fevkalâde ihlasına ve nefsin huzuzatından teberrisine kat'î delildir. Çünki fotoğrafla tab'edilse, onun kendi hattı olduğu için, binler Kur'ân nüshalarını kendi eliyle yazmış gibi Âlem-i İslâm'ın manevî na...
Lahikalarda Hikmetül İstiaze risalesinin birinci ve ikinci kısımlarından söz ediliyor. Ama Lemalarda böyle bir taksim görmedik. Bu risalenin ikinci kısmı ayrı bir risale mi acaba?
(Sabri'nin fıkrasıdır) Üstad-ı Ekremim! Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı öyle kıymetdâr bir hazine-i cevâhir ve maraz-ı vesvesenin iksîr bir ilâcıdır ki, âlem-i fânîden âlem-i bekàya göçünceye kadar, nefis ve şeytanın...
Mesnevî-i Nûriye'de geçen "insanın kalbini binlerce âlemlere örnek ve pencere yapan" cümlesını izah edebilir misiniz?
"Göz ve beyindeki acip vazifeleri gören bir zerre, bir yıldızdan; ve bir cüz, küll mecmuundan; meselâ dimağ ve göz, insanın tamamından; ve cüz'î bir fert, hüsn-ü sanatça ve garabet-i hilkatça umum bir neviden; ve bir insan, acip cihazlarıyla küllî cins hayvandan; ve bir fihriste ve program ve kuvve-i hafıza hükmünde olan bir çekirdek, mükemmel masnuiyeti ve mahzeniyetçe koca ağacından; ve bir küçü...
”Halbuki zulümden tenezzühü kâinatın şehadetiyle sabit olan adalet…” Bu cümle, Tılsımlar mecmuası sayfa 111' de geçiyor. Sorum şu ki: Cenab-ı Hakk'ın Adl ismine kâinat nasıl şehadet ediyor? Buna misaller verir misiniz?
"Ve bazen ağaç gibi bir kelimede, bir kasideyi.." Cümlesinde anlatılmak istenen nedir?