İlgili hadis şöyledir:
Ümmetimin ihtilaf rahmettir.1
Bu hadîs-i şerîf, her konuda ihtilâfın/ayrılığın rahmet olduğu mânâsına gelmez. Bu hususta evvelâ hadîs ilminde ihtisas sahibi, ehl-i sünnet çizgisindeki âlimlerin izahlarına müracaat edilmelidir; zira hadîsleri doğrudan metin üzerinden şahsî kanaatimize göre yorumlamak doğru olmaz. İslâmiyet’in temel kaynakları olan, başta Kur’ân-ı Kerîm ve hadîsler ümmetin birlik ve beraberliğini tavsiye ederken, mutlak mânâda ayrılıkları desteklediği asla düşünülemez. Bu hususta Kur’ân-ı Kerîm, mü’minlere şöyle hitap ediyor:
Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın ve parçalanmayın!2
Hem şu hadis-i şerif bizleri fırkalara ayrılmaktan şöyle men ediyor:
İbnu Amr İbni'l-As Radıyallah u anhüma anlatıyor: "Rasûl ü Ekrem (as) buyurdular ki: "Beni İsrail üzerine gelen şeyler, aynıyla ümmetimin üzerine de gelecektir. Öyle ki onlardan aleni olarak annesine gelen olmuşsa, ümmetimden de bu çirkin işi mutlaka yapan olacaktır. Nitekim, Beni İsrail yetmiş iki millete (dine, fırkaya) bölünmüştü. Benim ümmetim de yetmiş üç millete bölünecektir. Bunlardan bir tanesi hariç hepsi ateştedir." "Bu fırka hangisidir?" diye soruldu. "Benim ve ashabımın üzerinde olduğu şeyden ayrılmayanlardır!" buyurdular. 3
Bu manada çok ayet ve hadislerde ümmetin birlik ve beraberliği ifade edilip ayrılığın ne kadar zararlı olduğu apaçık ortada iken, bu hadis i şerifteki ümmetin ihtilafı ifadesini dikkatli incelememiz gerekir. Burada ümmetin ayrılığından maksat bazı hususi ihtilaflardır. Hadisteki rahmet olduğu söylenen ihtilaf, asli konularda değil, teferruattaki konularda müsbet ihtilaftır. Bu konuda İslam âlimlerinden Sübkî şöyle söyler:
Asıllarla ilgili konularda ihtilaf şüphesiz dalalettir ve bu Kur’an'ın da işaret ettiği gibi her fesadın sebebidir. 4
Aynı eserde yine Hattabi de şöyle der:
Ahkamla (amelle) ilgili çeşitli manalara gelebilen esasa dair olmayan konularda ihtilaftır ki, Allah bu ihtilafı alimler için bir rahmet ve ikram kılmıştır. “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” hadisiyle kastedilen de budur. 5
Keza bu konuda bazı alimlerde hadisteki “ümmetim” lafzıyla kastedilenin bütün ümmet olmayıp, müctehid alimlerin ihtilafı” olduğunu söylemişlerdir. 6
Bu hadis-i şerifin nasıl anlaşılması gerektiğini Üstad Bediüzzaman bilmana şöyle izah eder:
Eğer denilse: Hadîste “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” denilmiş. İhtilaf ise, tarafgirliği gerektiriyor. Sorusuna cevap olarak; hadîsteki ihtilaf ise, müspet manada olumlu ihtilaftır. Yani her biri kendi mesleğinin, yolunun tamir ve rağbetine çalışır. Başkasının tahrip ve iptaline değil, belki tekmil ve ıslahına çalışır. Birbirinden farklı hak mezheplerin ortaya çıkması ve birbirlerini yalanlamadan, çatışma olmadan görüş beyan etmeleri birbirlerinin ve arkalarında namaz kılmaları göstermiştir ki; hak mezhepler İslâm tarihinde birleştirici bir hal icra etmiştir.
Bu hadiste Peygamberimiz (sav) aynı zamanda ileride ortaya çıkacak hak mezheplere işaret ederek her biri kendi alanında deha insanların yetişeceğine ve farklı coğrafyalarda yaşayan ümmetin farklı problemlerine farklı görüşler ile çözüm getireceğini müjdelemiştir. Dini alandaki farklı görüşler ümmetin hayatını kolaylaştıran bir yol olmuştur. Fakat unutulmamalıdır ki dini anlamdaki farklı görüş ayrılıkları ümmetin ittifak ettiği asıl hususlarda değildir. Zaten bu temel esaslardaki ihtilaf dinin aslından kopmasına sebep olur ki işte bu İslâm’a zarar veren bir ihtilaf olur.
Amma menfi, olumsuz ihtilaf ise ki, garaz ve düşmanlıkla birbirinin tahribine çalışmaktır; hadîste reddedilen bu ihtilaftır. Çünkü birbiriyle uğraşanlar müsbet hareket edemezler, iyi bir netice alamazlar.”
Faydalı bir ihtilaf örneği de ''Hakikati bulmak için bir araya gelen insanlar farklı görüşlerle münazara ederler. Bir ihtilaf olabilir. Amacı doğru ve hak olanı bulmak olduğu için farklı görüşleri dinleyip, tartarlar. Ortamdaki farklı görüş sahiplerinin fikirlerine uygun bir üslupla yaklaşmak kaydıyla, parlak fikirler ortaya çıkabilir. 7
Suyuti, Camiu’l Ehadis, c. 6, s.40, H.no: 874
Âl-i İmran, 3/103
Tirmizi, İman 18, (2643)
İmam Nevevi, Şerhi Müslim, c, 11, s, 92, İhyaut Turasil Arabi, 1392
İmam Nevevi, Şerhi Müslim, c, 11, s, 92, İhyaut Turasil Arabi, 1392
Bkz: Abdurrauf El-Münavi, Feyzül Kadir Şerhi Camiüssagir, c, 1, s, 209, Mektebetüt Ticariyetil Kübra, Mısır, 1356
Bediuzzaman Said Nursi, Mektubat, 22. Mektub, Hayrat Neşriyat Isparta 2016, s 114, 115

