Bunların aynı kişiler olmadıkları gayet açık bir konudur. Sadece isim benzerliği vardır .
Çünkü Şeyh Said’i duyan bir kişi her halde onun 1925’teki ayaklanma sonrasında asılarak idam edildiğini de bilir. Bu zat 1865 yılında Erzurum’un Hınıs kazasında doğmuştur.
Said Nursi ise, 1877 yılında Bitlis’in Nurs köyünde dünyaya gelmiştir. Bediüzzaman Said Nursi adıyla 1960 yılına kadar yaşamış ve Urfa’da vefat etmiştir. Şeyh Said hadisesine hiç karışmadığı gibi, Şeyh Said’in "Sizin nüfuzunuz kuvvetlidir" diyerek yardım isteyen mektubuna: "Türk Milleti asırlardanberi İslâmiyete hizmet etmiş ve çok veliler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılınç çekilmez; siz de çekmeyiniz; teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir!1 " diye cevab göndermiş ve mücadelesinden vazgeçmesini söylemiştir.
Sonra Said Nursi Hazretleri, mesleği tarikat olmadığından hayatında hiçbir zaman “şeyh” ünvanıyla anılmamıştır. Doğuda gençlik dönemlerinde “Molla Said-i Meşhur” olarak tanınırdı. İstanbul’a gittiği 1907’den sonraki hayatı boyunca Bediüzzaman Said Nursi ismi ile tanınmıştır.
Hayrat Vakfı İlmi Araştırmalar Heyeti, Bediüzzaman Said Nursi ve Hayru'l Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak, Hayrat Neşriyat, Isparta 2014, c.1 s.268

