İman rüknünün altı olması ve melaikeye imanın, imanın rükünlerine girmesinin sebeb-i hikmeti nedir?
Sualinizin cevabı için önce, evvelen yayınlamış olduğumuz peygamberlere imanın altı rükün içinde olmasına dair hikmeti hatırlayalım:
Peygamberlere imanın, imanın altı şartından birisi olarak sayılması ve bu sayede sürekli hatırlanmasının çok büyük bir yararı vardır. Bütün peygamberler, başta Allah’ın birliği ve ahiret hayatı olmak üzere, imana dair meselelerde ittifak halindedirler. Hepsi de bütün samimiyetleriyle, güzel ahlaklarıyla ve gösterdikleri mucizeleriyle beraber insanları aynı şeylere inanmaya davet ediyorlar.
Sevgili peygamberimiz (sav), bir hadisinde yüz yirmi dört bin peygamberin yaşadığını haber veriyor. Bu kadar kalabalık ve nurlu insanlardan oluşan peygamberler topluluğunun hep beraber, insanları aynı gerçeklere çağırdığını hatırlamak hem çok kuvvetli bir delil, hem de iman için en büyük bir kuvvet kaynağıdır. (Bkz. Asayı Musa, Ayetel Kübrâ Risalesi)
İşte aynen bu hikmet gibi imanın altı şartının diğer şıkları da çok büyük önemlerine ve sık sık hatırlanmalarının lüzumuna binaen amentüye dahil olmuşlardır.
Meleklere iman, imanın altı şartından biridir. Çünkü imanın en temelinde Allah’a iman vardır. Sonra Allah’ın bir elçi melekle insanlara kitap göndermesi vardır. Daha sonra elçi meleğini, insanlardan seçtiği bazı peygambere göndermesi vardır. Yani, “1-Allah’a, 2-meleklere, 3-kitaplara, 4-peygamberlere, 5-ahret gününe ve 6-kadere inandık” derken bir sıra takip etmiş oluyoruz.
Görüldüğü gibi iman hakikatlerinin sıralanmasında melek hakikatine inanmak Allah’a imandan hemen sonra gelmektedir. Kur’an’da da Bakara 185 ve Nisa 136. ayetlerde, iman esasları bu şekilde sıralanmıştır ve amentü de bu sıraya göredir.
Bundan başka şunları da ilave edebiliriz: İnsan bu dünyada imtihan olmaktadır. Bu imtihanın hesap kayıtları, iki omzumuzdaki melekler tarafından kaydedilmeketedir. Ana rahmine ruhumuz bir melek tarafından getirilmektedir. Ölürken ruhumuz ölüm meleği tarafından alınmaktadır. Kıyamet İsrafil (as)’ın Sur’a üfürmesiyle kopacak ve Sur’a ikinci kez üfürmesiyle bütün âlem ve insanlık yeniden dirilecektir.
Bundan başka rüzgârları estiren, yağmurları yağdıran, kâinatta hâkim yaratılış kanunlarının takibinden sorumlu melekler vardır. Üstelik gerek yeryüzü ve gerekse yedi kat semavatın tamamı meleklerle doldurulmuş ve her an Allah’ın sanatlarını tefekkür ve O’nu zikir ve O’na ibadetle meşguldürler.
Görüldüğü gibi yukarıda saydığımız meseleler dinimizin en temel meseleleridir ve hepsinde de meleklere iman gerekmektedir. Bundan dolayı imanın altı şartı içinde sayılmaları dikkatleri melekler üzerine fazlasıyla çekmek içindir ve gayet yerindedir.