Soru

Risale-i Nur'u Gölgeli Nüshalardan Yazmak

Risale-i Nur'u gölgeli nüshalardan yazmanın, gölgesiz olarak yazmaktan fazilet cihetiyle bir farkı var mıdır? Herhangi bir sebepten gölgesiz yazı daha faziletlidir denilebilir mi?

Tarih: 5.02.2023 19:22:52
Okunma: 540

Cevap

Risale-i Nur yazısını gölgeli olarak yazmakla gölgesiz olarak yazmak arasında İslâm harflerini muhafaza etmek ve Risale-i Nur Talebeliği faziletini almak noktasında herhangi bir fark yoktur. Fazilet noktasında ise elbette farklılık bulunmaktadır.

Gölgeli risalelerle yazı yazmak daha kolay, daha rahat ve meşakkati çok azdır. Buna karşılık gölgesiz olarak yazmak daha zahmetli ve meşakkatlidir. Işıklı yazı masasının hazırlanması, müsvedde kâğıt üzerine boş sayfanın sabitlenmesi ve ancak yazı masasının bulunduğu yerde yazabilmek gibi tatlı meşakkatleri bulunmaktadır. Bu ibadetin yerine getirilmesinde karşılaşılan meşakkat ve zorlukların artması nispetince fazilet ve sevabı da artmaktadır.

Sevgili Peygamberimiz (sav) bir hadislerinde bu gerçeği şöyle ifade etmektedir: “İşlerin en hayırlısı, en zorlu olanıdır.”[1]

Bediüzzaman Hazretleri bu hususta şöyle der: Fakat, madem خَيْرُ الْاُمُورِ اَحْمَزُهَا  (İşlerin en hayırlısı, en zorlu olanıdır) sırrıyla, meşakkatli, külfetli, zevksiz, sıkıntılı a‘mâl-i sâliha (salih ameller) ve umûr-u Hayriye (hayırlı işler) daha kıymetli, daha sevaplıdır.”[2]

Evet bu kaide, tüm ibadetler için geçerlidir. Soğukta, sınırda ve düşmanın yoğun olduğu bir bölgede nöbet tutmakla sıcak, korunaklı ve emniyetli bir yerde nöbet tutmak arasında fazilet bakımından çok fark vardır. Hem kışın kısa ve serin günlerde oruç tutmakla yazın uzun ve sıcak günlerde oruç tutmanın fazileti bir değildir. Örnekleri çoğaltabiliriz.

Demek yazıyı gölgesiz olarak yazmak, gölgeli olarak yazmaktan daha faziletli, daha kıymetli ve daha sevaplıdır. Ancak Kur’ân hattını ve İslâm yazısını muhafaza etmek, Risale-i Nur yazısını yazmanın dünyevî ve uhrevî faydalarını elde etmek, talebelik şerefine nail olmak özellikle de yüz şehit sevabını kazanmak noktalarından herhangi bir fark bulunmamaktadır. Yeter ki ihlasla ve şuurla bu vazife düzenli olarak yapılmış olsun.

 

[1] Makasidü’l-Hasene, s. 130.

[2] Kastamonu Lahikası, 175.


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar