سْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ ٭ قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ ٭ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ ٭ وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَ ٭ وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ ٭ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ
Üstad Bediüzzaman Hazretleri Felak suresinin bir nevi tefsirini yaparken dört tarzda bu asrın emsâlsiz dört dehşetli ve fırtınalı maddî ve ma‘nevî şerlerine ve inkılâblarına işaret eder. Üstad Hazretlerine göre bu dehşetli dört şerler şunlardır:
1. Dehşetli şer:
Meselâ, başta قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ cümlesi, bin üç yüz elli iki veya dört târîhine hesâb-ı ebcedî ve cifrî ile tevâfuk edip, nev‘-i beşerde en geniş hırs ve hased ile ve birinci harb-i umûmî’nin sebebiyle vukûa gelmeye hazırlanan ikinci harb-i umûmîye işâret eder. 1
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ ibaresinin rakamsal değeri 1352 veya 1354 eder. Bu seneler, insanlıkta yaygın hırs ve hasedin yeniden doruğa çıktığı, 1. Dünya savaşının sebep ve kıvılcımlarını büyüterek 2. Dünya savaşına zemin hazırlayan döneme rastlar. Nev‘-i beşerde en geniş hırs ve hased ile vukûa gelmeye hazırlanan 2. Dünya savaşına işaret eder.
2. Dehşetli şer:
Hem meselâ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ cümlesi, şedde sayılmaz, bin üç yüz altmış bir ederek, bu emsâlsiz harbin, merhametsiz ve zâlimâne tahrîbâtına, rûmî ve hicrî târihleriyle parmak bastığı gibi; aynı zamanda bütün kuvvetleriyle Kur’ân’ın hizmetine çalışan Nûr şâkirdlerinin geniş bir imhâ plânından ve elîm ve dehşetli bir belâdan ve Denizli hapsinden kurtulmalarına tevâfukla, bir ma‘nâ-yı remzî ile onlara da bakar. Halkın şerrinden kendinizi koruyunuz gizli bir îmâ ile der. 2
Üstad Hazretleri 2. Dehşetli şer olarak, hem 2. Dünya Savaşı’ndaki merhametsiz tahribat ve yıkımların hem de iman ve Kur'an hizmetinde çalışan Risale-i Nur talebelerinin o yıllardaki belâ ve tasalluttan ve Denizli Hapsinden kurtulacağını bildirir.
3. Dehşetli şer:
Hem meselâ اَلنَّفَّاثَاتِ فِی الْعُقَدِ cümlesi, şeddeler sayılmaz, bin üç yüz yirmi sekiz , eğer şeddedeki ل sayılsa, bin üç yüz elli sekiz adediyle, bu umûmî harbleri yapan ecnebî gaddarların, hırs ve hased ile bizdeki Hürriyet İnkılâbı’nın Kur’ân lehindeki netîcelerini bozmak fikriyle tebeddül-ü saltanat ve Balkan ve İtalyan Harbleri ve Birinci Harb-i Umûmî’nin patlamasıyla, maddî ve ma‘nevî şerlerini, siyâsî diplomatların radyo diliyle herkesin kafalarına sihirbaz ve zehirli üflemeleriyle ve mukadderât-ı beşerin düğme ve ukdelerine, gizli plânlarını telkîn etmeleriyle; bin senelik medeniyet terakkıyâtını vahşiyâne mahveden şerlerin vücûda gelmeye hazırlanmaları târîhine tevâfuk ederek اَلنَّفَّاثَاتِ فِی الْعُقَدِ ma‘nâsına tam tetâbuk eder. 3
Üstad Hazretleri 3. Dehşetli şer olarak, işaret edilen yıllar, dış güçlerin gizli planlarla Osmanlı’yı karıştırdığı, Balkan ve İtalyan savaşlarının çıktığı, saltanatın sarsıldığı ve I. Dünya Savaşı’nın patladığı dönemlere rastlar. Bu süreçte diplomatlar propaganda ve siyasi oyunlarla halkları yönlendirmiş, insanlığın kader düğümlerine müdahale etmiş ve sonuçta bin senelik İslam medeniyetini mahvedecek büyük şerlerin ortaya çıkması olarak belirtmiştir.
4. Dehşetli şer:
Hem meselâ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ cümlesi, şedde ve tenvîn sayılmaz, yine bin üç yüz kırk yedi edip aynı târihte, ecnebî muâhedelerinin icbârıyla, bu vatanda ehemmiyetli sarsıntılar; ve felsefenin tahakkümüyle, bu dîndâr millette ehemmiyetli tahavvüller vücûda gelmesine; ve aynı târihte devletlerde İkinci Harb-i Umûmî’yi ihzâr eden dehşetli hasedlerin ve rekābetlerin çarpışmaları târîhine bu ma‘nâ-yı işârî ile tam tamına tevâfuku ve ma‘nen tetâbuku, elbette bu kudsî sûrenin bir lem‘a-i i‘câz-ı gaybîsidir. 4
Üstad Hazretlerine göre 4. Dehşetli şer, dış devletlerin zorlayıcı anlaşmalarıyla Türkiye’de büyük sarsıntıların yaşandığı, felsefî akımların hâkimiyetiyle dindar milletin derinden değiştirildiği ve aynı tarihlerde dünyayı İkinci Dünya Savaşı’na sürükleyen şiddetli haset, rekabet ve düşmanlıkların çarpıştığı bir dönemdir.
Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 254
Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 254
Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 254
Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 255

