Soru

Risale-i Nur'da İsm-i A'zamın Tarifi

Risale-i Nur'da 10. Hüccetin başındaki hadis-i şerifin ismi azam mertebesini taşımasını nasıl anlamalıyız?

Tarih: 1.06.2023 12:51:42
Okunma: 483

Cevap

Bazı rivayetlerde soruda bahsi geçen hadisteki lafızların ism-i a’zam mertebesinde olduğu zikredilmektedir. Bu rivayetleri dikkate alan Bediüzzaman Hazretleri de bunun için ism-i a’zam ifadesini kullanmaktadır.

Mesela bir rivayette şöyle geçmektedir: Muaviye b. Ebû Sufyan (r. anhüma) Resûlullah (a.s.m)’ın şöyle buyurduğunu işittim: "Kim bu beş kelime ile dua ederse, Allah'tan ne dilerse Allah istediğini verir: Allah’tan başka ilah yoktur ve O en büyüktür. Allah’tan başka ilâh yoktur, O tektir ve O’nun ortağı yoktur. Mülk onundur. Hamd O’nadır ve O’nun gücü her şeye yeter. Allah’tan başka ilâh yoktur. Kuvvet ancak Allah’(ın yardımı) iledir." [1]

Başka bir rivayette ise şöyle geçmektedir: “Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O birdir. O'nun şerîki yoktur. Mülk umûmen onundur. Hamd ve senâ, medih ve minnet ona mahsûstur. Hayatı veren odur. Ölümü veren de odur. O, hiç ölmeyecek olan bir hayat sâhibidir. Her hayır onun elindedir. Ve o her şeye hakkıyla gücü yetendir. Dönüş de ancak O'nadır.”[2]

Bu hadis soruda mevzu bahis 10. Hüccetin başında geçmektedir. Bazı rivayetlerde bu hadisin sabah ve akşam namazlarından sonra ve değişik bazı vakitlerde tekrar edilmesinin çok sevaplı olduğu bildirilmektedir. Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (sav) mealen şöyle buyurur: “Kim sabah ve akşam namazından sonra on defa “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O, birdir. Hiçbir ortağı yoktur. Mülk umumen O’na aittir. Hamd O’na mahsustur. Her hayır O’nun elindedir. O hayat verir ve öldürür. O her şeye güç yetirendir, derse Allah onlardan her birine karşılık ona on sevap verir, on günahını siler, mertebesini on derece artırır. Hem o kişi bu gününde çirkin her şeyden muhâfaza altında olur ve şeytandan korunur. Allah’a ortak koşmaktan başka hiçbir günah ona o gün tesir etmez.”[3]

İsm-i A‘zam; Allah Teâlâ'nın bin bir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olan ismidir. Âlimlerin çoğunluğuna göre ism-i a’zam, Allah lafzıdır. Bediüzzaman Hazretlerine göre de; “Allah (cc) lafzı bütün ilahî isim ve sıfatları içine alması/kendisinde toplaması nedeniyle ism-i a'zamdır.”[4]

İsm-i a'zamın hangi isim olduğu hakkında farklı fikirler de bulunmaktadır. Bunlar;

“1-Kimilerine göre ism-i a'zam el-Hayyü'l-Kayyum'dur.

2-Kimilerine göre ism-i a'zam, zü'l-Celâlî ve'likrâm'dır.

3-Kimilerine göre ilahî isimlerin hepsi mukaddes olup büyüktür. İçlerinden birine a'zam denmemelidir.” (Muhlis Körpe, “İsm-i a’zam”, Risale-i Nur Istılahları, 1. Baskı, (Isparta: Süeda yayınları, 2018), 98-99.)

Bediüzzaman Hazretlerinin ism-i a’zam hakkındaki görüşlerinden bazıları şöyledir:

“Mektubunda İsm-i a'zamı sual ediyorsun. İsm-i a'zam gizlidir. Ömürde ecel, ramazanda leyle-i kadir gibi, esmada (isimlerde) İsm-i a'zamın istitarı (gizlenmesi) mühim hikmeti var. Kendi nokta-i nazarımda hakikî İsm-i a'zam gizlidir, havassa (seçkin kullara) bildirilir. Fakat her ismin de a'zamî (en büyük) bir mertebesi var ki, o mertebe İsm-i a’zam hükmüne geçiyor. Evliyaların İsm-i a'zamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır...”[5]

"İsm-i a'zam herkes için bir olmaz, belki ayrı ayrı olur. Meselâ İmam-ı Ali Radıyallahü Anh hakkında; "Ferdün, Hayyün, Kayyumun, Hakemün, Adlün, Kuddüsün" altı isimdir. Ve İmam-ı A'zam Radıyallâhü Anh’ın ism-i a'zamı "Hakemün, Adlün” iki isimdir. Ve Gavs-ı A'zam'ın (Abdulkadir Geylani Hz.) ism-i a'zamı “Ya Hayy"dır. Ve İmam-ı Rabbani'nin ism-i a'zamı “Kayyum” dur ve hâkeza.. Pek çok zâtlar daha, başka isimleri, ism-i a'zam görmüşlerdir.”[6]


[1]  Zekiyyüddîn Abdülazîm b. Abdilkavî el-Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, thk. İbrahim Şemseddin, (Beyrut: Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1417), 2/318. Ayrıca: Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi, Mecmûatü'l Ahzâb İbnî Arabî Dua Kitabı (2), çvr, Osman Çakır, (İstanbul: Ensar Neşriyat, 2021), 2/851.

[2] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4:227. Hds no: 18153; Bu hadisi teyit eden başka bir hadis için bkz: Tirmizî, 3474.

[3] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4:227. Hds no: 18153; Bu hadisi teyit eden başka bir hadis için bkz: Tirmizî, 3474.

[4]  Bediüzzaman, İşaratü’l-İ’caz, (Isparta, Altınbaşak Neşriyat (Osmanlıca Nüsha), 2015), 11.

[5] Bediüzzaman, Barla Lâhikası, (Isparta,: Altınbaşak Neşriyat (Osmanlıca Nüsha), 2013), 339.

[6] Bediüzzaman, Lem’alar, (İstanbul: Hayrat Neşriyat Osmanlıca Nüsha, 2008), 399-400.


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar