Tevbe suresi 66. ayette "....bir gurubunuzu affedecek olsak bile, bu işin esas suçlularını affetmeyip azap edeceğiz." diyor esas suçlu diye bahsedilen kim? hiçbirisine tevbe nasip olmayacak mı?
Hanımlar Rehberinin 9. sayfasında yer alan "şayet size münasib olmayan bir erkek kısmet olsa, siz kısmetinize razı olunuz ve kanaat ediniz." cümlesini açıklayabilir misiniz? Bu kısımda denk olmayan birine neden razı olunması isteniyor. Sonuçta evlilik hayatı kişiyi ve gelecek neslini de etkileyecektir.
Mesela ölünün arkasından yasin okumak ölünün günahlarının affına ve sevaba nail olmasına vesile olurmuş. Peki ya yakınları yoksa o kişinin başkaları kadar yasin okuyacak sevenleri yoksa o insanın durumu ne olur? Allah o insana arkasından yasin okuyacak birilerini bile nasip etmemiş mi oluyor acaba ?
"Hiçbir müellif, yazmış olduğu 120 kadar kitabının herbirisinin hulâsa- i meâlinden ve bilhasa metnindeki âyâtı, birer birer münasip ve manidar bir tarzda tâdâd etmek suretiyle risalelerin gayatından ve mahiyetinden bahsetmek şartıyla, böyle ehemmiyetli dört risaleyi vücuda getiremez."
Burda kast edilen 4 risale hangisi?
Çokça kullanılan "hidayet Allah'tan sözünü açıklar mısınız? Birisine bir hakikati anlatıyoruz. Karşımızdaki seçiyor ya da seçmiyor. Adama tebliğ ulaştı ama Allah hidayet nasip etmedi mi diyeceğiz? Allah hidayet etmedi ise neden ahirette suçlu oluyor? Hidayet etmemesinde adamın rolü nedir?
Bir Müslüman'ın Cennet'e karşı olan bakış açısı nasıl olmalıdır? İhlası zedeler diye Cennet ve dahi diğer gerek dünyevi, gerek uhrevi faydaları hiç akla getirmemeye çalışmak ne kadar münasiptir? Sırat-ı Müstakim üzere olmaya çalışmak için bu konuda ne yapmak gerekir?
Bir insan, başka bir insanın veya kendisinin ölmeden önce tevbe ve iman etmenin nasip olmayacağını ve kesin cehenneme gideceğini bilebilir mi?
Feridüddin Attarın eserinde şu rivayet geçmekte; Râbiatu’l-Adeviyye, bir defasında Süfyan es-Sevrî de yanında olduğu halde sabaha kadar namaz kılmışlar, Süfyan, bunu bize nasip eden Allah’a şükredelim deyince o: “Öyleyse bugün oruç tutalım” demiş. Onların bu hali haremlik selamlık anlayışıyla çelişmiyor mu?
Ortalama yaklaşık 4-5 aydır aksilikler peşimi bırakmıyor. Maddi ve manevi zarara uğradım. Bunda da bir hayır var nasip buymuş diyorum. Fakat son günlerde hemen hemen hergün bir aksilik oluyor, neye niyet etsem bir aksilik çıkıyor. Bunun için ne yapabilirim. Dinimizce hangi hareket uygun olur. Lütfen bu durum için yardım eder misiniz?
Kadınların çalışması için, münasip olan ortam nasıl olmalıdır?