Risale-i Nur'da geçen, "Her kemal ve cemal sahibi kendi kemal ve cemalini görmek ve göstermek ister" ifadesini nasıl anlamalıyız?
Allah'ın kemalini göstermesine örnekler verebilir misiniz? Yani Allah'ın kemali kâinatta nasıl tecelli ediyor?
2. Lema'da geçen; "Hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffî eder, kemâl bulur, kuvvet bulur, terakkî eder, netice verir, tekemmül eder, vazîfe-i hayatiyeyi yapar.” Cümlesini açıklayabilir misiniz?
'İnsanın tüm kemalatı bekaya tabidir' cümlesini açıklarmısınız?
"mevcûdâtın kemâlleri, Sâni‘e müteveccih yüzlerinde tesbîh ve ibâdet ile tezâhür eder."
Mevcudat'ın Sani'e bakan tesbih ve ibadeti nedir ve nasıl o tesbih ve ibadette o muvcudatın kemali belli olur görünür ne demektir?
"Mümkinat mahiyetlerinin mutlak kemali, mutlak vücuddur. Hususî kemali, istidadlarını kuvveden fiile çıkaran ona mahsus bir vücuddur." (29. Söz) cümlesini izah eder misiniz?
Allah (c.c) her yarattığına bir nokta-i kemal vermiş hakikatine binaen Resul-i Ekrem(s.a.v)in nokta-i kemali mi'rac hadisesi midir?
19. Mektupta geçen, "Ve şu kâinatın neticesi ve en mükemmel meyvesi ve Hâlık-ı Kâinat'ın tercümanı ve sevgilisi olan o Zât-ı Mübarek'in tamam-ı mahiyeti ve hakikat-ı kemalâtı, Siyer ve Tarihe geçen beşerî ahval ve etvara sığışmaz." cümlesini izah eder misiniz?
Bir kitapta: "M. Kemal Paşa, "Sizin gibi kahraman bir hoca bize lazımdır. Sizi, yüksek fıkirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Geldiniz, en evvel namaza dair şeyleri yazdınız, aramıza ihtilaf verdiniz." der. Bu söz üzerine, Bediüzzaman, birkaç makul cevabı verdikten sonra, şiddetle ve hiddetle iki parmağını ileri uzatarak, "Paşa, Paşa! İslamiyette, îmandan sonra en yüksek hakîkat nama...
“Elbette o Zât-ı Vâcibü’l-Vücûd’un vücûb-u vücûduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğnâ-yı zâtîsine ve gınâ-yı mutlakına muvâfık bir sûrette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsinemünâsib bir şekilde hadsiz bir şefkat-i mukaddesesi ve nihâyetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır. Elbette o şefkat-i mukaddeseden ve o muhabbet-i münezzeheden gelen hadsiz bir şevk-i mukaddes vardır. Ve o ...