İşte felsefenin şu esasat-ı fasidesinden ve netaic-i vahîmesindendir ki: İslâm hükemasından İbn-i Sina ve Farabî gibi dâhîler, şaşaa-i surîsine meftun olup, o mesleğe aldanıp, o mesleğe girdiklerinden; âdi bir mü'min derecesini ancak kazanabilmişler. Hattâ İmam-ı Gazalî gibi bir Hüccet-ül İslâm, onlara o dereceyi de vermemiş. (Sözler)
Evet İbn-i Sina'nın bazı sözlerini, kanunlarını bazı yerlerde...
İşrakiyyun hukemasına misaller verir misiniz? İbni Sina ve Farabi meşaiyyun fırkasına dahil oluyorlar mı?
Tasavvufçular neden Allah kelimesi yerine Tanrı kelimesini kullanırlar. Mesela Farabi, İbni haldun, Eflatun gibi zatlar.
"Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilat ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilata geçme. Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilatında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, ...
Eflatun, Aristo, İbn-i Sina gibi adamlar "insaniyetin gayetül gayatı etteşebbühü bilvacib(Allah'a benzemek) "demişlerdir. Onlar bunu ilimlerindeki hangi noktaya dayanarak demişlerdir? Onları yanıltan ne olmuştur? Sanemperest, tabietperest, nücumperest gibi şirk taifeleri onların hangi görüşlerinden faydalanarak meydana çıkmıştır?
Bediüzzaman hazretleri bir yerde "“Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder." demektedir. Ancak 11. recada "ulûm-u felsefiyeyi, ulûm-u İslâmiye ile beraber havsalama doldurmuştum. O ulûm-u felsefiyeyi pek yanlış olarak ma‘den-i tekemmül ve medâr-ı tenevvür zannetmiştim. Halbuki o felsefî mes’eleler, ruhumu çok fazla kirletmiş ve te...
Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nurda Mutezile ve İtizal fırkasından bahsetmekte midir? Bilgi verebilir misiniz?