"Ehl-i dünyanın ve maddî tarihin nazarıyla, nev-i beşerin hayat-ı içtimâiyesi noktasında bakılsa, görülüyor ki hayat-ı içtimâiye-i siyâsiye îtibâriyle, beşer, birkaç devri geçirmiş. Birinci devri vahşet ve bedevîlik devri, ikinci devri memlûkiyet devri, üçüncü devri esir devri, dördüncüsü ecir devri, beşincisi mâlikiyet ve serbestiyet devridir." cümlesini açıklar mısınız?
İnsanların fıtratlarının farklı farklı olduğunu biliyorum. Bu fıtrat nesilden nesile aktarılan bir şey midir? Şayet öyleyse o zaman toplumların da bir fıtratı olması gerekir değil mi? Mesela Türk milleti fıtrat itibariyle cesurdur diyebilir miyiz? Yani çevresel faktörlerden bağımsız olarak.
Tövbeden vazgeçilebilir mi? Bir şeye tövbe ettim ama o şeyi hep yapıyorum, bu tövbeden vazgeçebilir miyim?
Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz; "Allah haddi aşanları sevmez" buyuruyor . Tövbesini defaatle bozan kişi haddi aşmış olur mu ? Bu ifadeyi nasıl anlamalıyız?
Tövbe eden bir kimse tövbesini bozarsa bunun hükmü nedir?
Türklere peygamber gelmiş midir? Geldi ise kimdir?
3 kere Cumaya gitmeyenin kalbi mühürlenirmiş. Kalbi mühürlenir ne demek? Yani kalbi mühürlenmiş bazı kafirler gibi yeniden iman etme, tevbe etme ihtimali kalmıyor mu demek? Cehennemlik mi olmuş demek?
Şu anda gündemde olan bu savaşta, Rusların Ukrayna'ya yaptığı zulümlere ortak olamamak için Ukrayna taraftarı olmak uygun mudur? Yoksa Bediüzzaman hazretleri gibi ikinci dünya savaşına taraftar olamamak için hiç takip etmemek mi lazımdır?
Esselamu aleyküm, hayırlı çalışmalar olsun. Kıymetli risaleonline ekibi, Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun.
"Hatta hukemâ ve ulemâ-yı zâhiriyyûn dahi, o letâif-i aşerenin pencereleri veya numûneleri olan havâss-ı hamse-i zâhire ve havâss-ı hamse-i bâtına ile o letâif-i aşereyi, başka bir sûrette hikmetlerine esas tutmuşlar." 16.Mektub'ta geçen bu cümlede, "ulema-i zahiriyyun" tabiri var...
Ülfetin hayatımızda çok büyük tahribatı var. Bizler bu ülfete karşı nasıl kendimizi muhafaza eder, ruhtaki heyacan ve cevelanımzı nasıl diri tutabilriz? Bununla ilgili Risale-i Nur'dan nasıl istifade edebiliriz?