"İkinci yol, îmân-ı bilgayb cihetinde, sırr-ı vahyin feyziyle, burhânî ve Kur’ânî bir tarzda, akıl ve kalbin imtizâcıyla, hakkalyakîn derecesinde bir kuvvet ile, zarûret ve bedâhet derecesine gelen bir ilmelyakîn ile hakāik-i îmâniyeyi tasdîk etmektir. Bu ikinci yol, Risâle-i Nûr’un esası, mayası, temeli, ruhu, hakîkati olduğunu hâs talebeleri görüyorlar. Başkaları da insafla baksalar, Risâle-i Nû...
Bediüzzamanın talebelerinden Şahide abla hakkında kısa bilgi verir misiniz?
Şahs-ı manevi sırrıyla bütün talebeler yapılan dualardan ve hasenelerden hisselerini alıyorlar. Bu hisse kişinin durumuna göre değişir mi?
Bediüzzaman Hazretleri'nin sakal bırakmamasının sebebi nedir? Neden Nur talebelerinin çoğunluğu sakal bırakmıyorlar?
Üstadımız o zamanın şartlarının zorluğundan sakal bırakmamış. Fakat şu an üstadımızın talebelerinin genelinde sakal yok bunun hikmeti nedir? Bu durum sünneti zayıflatmıyor mu gibi sorulara ne cevap vermemiz gerekir? Şartlar artık ağır değil, bırakılabilir diyenlere ne diyeceğiz?
Üstadımız sırat köprüsünü nasıl tarif eder, mahiyeti nedir? Risale-i nur talebelerinin sırattaki durumu nedir?
Kastamonu lahikasinda Hz Ali'nin iki defa sırran beyeneten sırran tenevverat demesine binaen Bediüzzaman üstadın her vakit tam ihtiyat ve tam sakınmak vaziyetini muhafaza etmekle mükellefiz demesinde ihtiyatlı olmayı nasıl anlamamız gerekiyor? Üstadın yaşadığı dönemdeki tazyikatlar için mi geçerli, günümüze işaret eden bir yönü var mı? Devamında muhtelif tabakalardaki talebelerin vaziyetleri ehemm...
Üstadın, Sözler Lemalar gibi eserleri talebelerine yazdırdığını biliyoruz. Peki Şualarda, mahkemede cereyan eden hadiseleri kim yazmış? Çünkü birinci ağızdan anlatılıyor. Mahkeme zabıtlarının derlenmesiyle mi vücuda gelmiş? Üstad mı istemiş?
Bedîüzzaman Hazretleri İşarat’ül İ’câz adlı eserini, Birinci Dünya Savaşı devam ederken, cephede, hem de avcı hattında ve düşmanın top gülleleri arasında fırsat buldukça yanındaki bir talebesine yazdırmıştır. Benzeri görülmeyen böyle bir işe ve böyle şartlar altında niçin teşebbüs etmiştir?
"Zahir hale bakılsa, ilm-i hali bilmiyor gibi görünüyor; birden, bakarsın bir derya kesiliyor." talebesi üstada için ilm-i hali bilmiyor gibi görünüyor derken ne demek istemiş?