Cennette üreme var mıdır? Cennette bazı hadislerde ve kaynaklarda Cennette mü’min, çocuk arzu ettiğinde, hamli, doğumu ve yaş alması bir anda oluverir.” diyor bunu nasıl anlamamız gerek ama bazı hadislerde cennette cennet ehlinin çocukları olmaz diyor.
Mealli Cevşenül Kebirin 3. sayfasında mealen "Ey her türlü esarete son verip esirleri hürriyetine kavuşturup salıveren" cümlesini nasıl anlamalıyız?
Bebek, Çocuk ve genç yaşta anne ölümlerinin Allah katında hikmeti nedir? Bu kayıplar insana çok ağır gelmektedir. Bunu nasıl anlamalıyız?
Evet, hergün, her zaman, herkes için bir âlem gider, taze bir âlemin kapısı kendine açılmasından, geçici her bir âlemini nûrlandırmak için ihtiyaç ve iştiyâkla لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ cümlesini bin def‘a tekrar ile, o değişen "perdelerin" her birisine bir لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ ’ı bir lâmba yaptığı gibi; öyle de, o kesretli, geçici "perdeleri" ve o tazelenen seyyâr kâinâtları... Değişen pe...
Hz. Peygamber (sav) dua edilirken ısrar ve tekrarı tavsiye etmektedir. Âyette ise duada dünyalık bir şeyi ısrarla istemek doğru olmadığını belirtiyor. "Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz." Nasıl anlamak gerekir?
Hastalar Risalesi'ndeki 17. Deva'nın haşiyesinde geçen "Evet bir kısım hastalıklar duanın sebebi vücudu iken dua hastalığın ademine sebep olsa duanın vücudu kendi ademine sebep olur. Bu da olamaz" bölümünü nasıl anlamalıyız?
29. mektup, 9. kısım, 6. telvih, 3. nokta da üstadımızın tarikatle ilgili bazı teşhisleri var.....Diyor ki: "Bu dünya darül hizmettir..Darül mukafat değil...Madem hakikat budur uhreviyeye ait neticeleri dünyada istememek gerektir...Cunki cennetin meyveleri gibi, kopardıkça yerine gelmek sırrıyla baki hükmünde olan amel-i uhrevi meyvesini, bu dünyada fani bir surette yemek,kar-ı akıl değildir...Bak...
Hz. Üstad'ın talebelerine yazdığı bir mektupta "Dünyevî merakâver meselelere bakıp, vazife-i bâkiyenizde fütur getirmeyiniz." Bu cümleyi nasıl anlamalıyız izah eder misiniz?
Mektubat, üçüncü mektupta geçen; “Bir sene yirmi beş bin senelik uzun bir seyahata alışan küre-i arz...” kısmını nasıl anlamalıyız? Burada geçen yirmi beş bin seneden maksat nedir? Ve bir senede nasıl yirmi beş bin senelik mesafe kat edilir?
Birinci Söz'de geçen, "düşmanın hacatın nihayetsidir" cümlesini nasıl anlamalıyız?