Hz. Peygamber (sav) dua edilirken ısrar ve tekrarı tavsiye etmektedir. Âyette ise duada dünyalık bir şeyi ısrarla istemek doğru olmadığını belirtiyor. "Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz." Nasıl anlamak gerekir?
"Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz."[1]
Bu âyet-i kerimenin tefsirine bakıldığı zaman cihad özelinde Allah’ın emir ve yasaklarının hikmetini anlatmak olduğu görülecektir. Duadan bahseden bir hüküm bulunmamaktadır. Merhum Ömer Nasuhi Bilmen, bu âyeti şöyle tefsir etmektedir:
“Bu âyeti kerime İslâm varlığını muhafaza için yapılacak cihadın büyük bir hayır olduğuna işaret ediyor. Şöyle ki: Ey Müslümanlar! Cihad, İlk bakışta meşakkati, mâl ve beden ile de fedakarlığı gerektirdiği için (hoşunuza gitmediği halde üzerinize farz kılındı.) Halbuki cihadda zafer vardır, ganimet vardır, milletin varlığını muhafaza ve müdafaa vardır. Şahitlikle sevap ve mükâfat vardır. Artık bu hoş görülmeli değil midir?
Fakat insanlık, garip bir tabiatta yaratılmıştır. Her şeyin mahiyetini, hayır mı, şer mi olduğunu güzelce takdir ve tespit edemez. Aksine (bazen bir şeyden hoşlanmazsınız.) Hoşunuza gitmez, ondan kaçınmak istersiniz. (Halbuki, o sizin için bir hayırdır.) İşte cihad da bu kabildendir. (Bazen de bir şeyi seversiniz.) Onu yapmağa koşarsınız. (Halbuki o şey sizin için bir serdir.) İşte cihaddan kaçınmak da böyledir. (Ve) şüphe yok ki (Allah Teâlâ) insanların haklarında nelerin hayr ve nelerin şer olduğunu tamamen (bilir.) Ey insanlar! Sizler ise öyle her şeyi bilmezsiniz. Öyle ise Cenab'ı Hakkın emir ve yasağına gerçek mânada uyunuz. Onun her emri sırf bir hayırdır, onun her yasakladığı şey de sırf bir serdir. Artık ona göre hareketinizi düzenlemelisiniz.”
Elbette neyin hayır neyin şer olduğunu en iyi bilen, hiç şüphesiz Yüce Rabbimiz Allah’tır. Bizim hakkımızdaki tasarruf ve hükümleri de hem dünyamız hem de ahiretimiz için bütünüyle hayırdır, iyidir. Zahiren şer gibi görünse de hakikati ve neticesi itibariyle hep hayırdır.
Duada ısrar meselesi ise;
Hz. Peygamber (sav) duada ısrar edilmesini ve kararlı olunmasını söylerdi.
Rasûlullah (sav) özlü ve kapsamlı duaları tercih eder, kararlı, azimli bir şekilde ısrarla dua edilmesini söylerdi. “Allah’a duâ ettiğinizde kabul olunacağına inanarak duâ edin. Hiçbiriniz kesinlikle “eğer dilersen ver yâ Rabbi!” demesin. Çünkü Allah kabul edeceğine inanarak duâ etmenizi çirkin görmez.”[2] Buyurarak duada kararlı olmaya dikkat çekmiştir.
Allah Rasûlü’nün bir diğer tavsiyesi ise “Allah’a, kabul edileceğine gerçekten inanarak dua edin. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez.”[3] buyurmuştur.
Ayrıca İbn Mes’ûd"un bildirdiğine göre, “Hz. Peygamber (sav) dua ettiği zaman üç kere tekrar eder, Allah’tan bir şey istediği zaman üç kere isterdi.”[4]
Hayatın her alanında olduğu gibi duada da bizim için en güzel ve en doğru rehber, Sevgili Peygamberimizdir (sav). O’nun dua ettiği tarzda yakarmak, hiç şüphesiz Rabbimizin rızasına ve hoşnudiyetine en uygun olanıdır.
Sevgili Peygamberimizin (sav) nasıl dua ettiği ile alakalı detaylı malumat sahibi olmak için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/sevgili-peygamberimiz-nasil-dua-ederdi