Üstadımızın Risale-i Nurda “sahabelerin nefisleri tezkiye ve tathir edildiğinden (temizlenip müzekkâ edildiğinden) ; nefsin mahiyetindeki cihazat-ı kesîre ile, ubudiyetin enva'ına ve şükür ve hamdin aksamına daha ziyade mazhardırlar.” diye bahsettiği 1-Müzekka nefis ne demektir? 2-"sahabelerin nefisleri tezkiye ve tathir edildiğinden" sözündeki tezkiye ve tathir edilmeleri; Allah-ü Teala'nın ...
Onuncu Nota’da bahsi geçen “Marifetullahın (Allah’ı bilmenin) şahidleri, bürhanları (delilleri) üç çeşittir. Bir kısmı: Su gibidir; görünür, hissedilir, lâkin parmaklarla tutulmaz. …İkinci kısım: Hava gibidir; hissedilir, fakat ne görünür, ne de tutulur. …Üçüncü kısım ise: Nur gibidir; görünür, fakat ne hissedilir, ne de tutulur.” Cümlelerinde anlatılmak istenen manayı açabilir misiniz? Bu üç kısm...
Ben ilk risaleleri tanıdım üstadı ve eserlerini seviyor ve okuyorum. Fakat hep tasavvufa da yakındım sufi yaşam tarzını benimsemiştim öyle yaşıyordum. Sonra sofi biri çıktı karşıma ve Peygamber torunu Gavs'tan söz etti sofinin böyle bir yere bağlı olduğunu bilmiyordum o zamana dek, onu bir yaşam tarzı sanıyordum, tasavvuf eserlerine de ilgim vardı okuyordum. Gavs'ı şeyh Bediüzzaman'ı üstad bilmemd...
Lokman suresi 34. ayetin, "Hem hiçkimse hangi yerde öleceğini bilmez." kısmında yalnızca mekan mı kasdedilmektedir, yoksa zamanı da bu kapsamda düşünebilir miyiz?
Kur'an-ı Mucizü-l Beyan'da ismi geçen kaç peygamberimiz (a.s.) vardır. Adını bilmediklerimizin sayısı nedir?
Bediüzzaman Hazretleri, eskiden medresede 15 senede kazanılan tahkiki (çok kuvvetli) imanı, Risale-i Nur'un, 15 haftada, hatta tam kabiliyetlilere 15 saatte verebildiğini söylüyor. Risale-i Nur'un bunu kazandırabilmesinin sırrı nedir?
Risale-i Nur'dan daha iyi istifade edebilmek için nasıl okumalıyız?
Bu zamanda bilebildiğimiz bir âlim olmadığı, sorabileceğimiz biri olmadığı için gördüğümüz rüyaları yorumlayabilmek için nereden yardım alabiliriz?
Bir kadın rüyasında müstehcen bir şey yapsa fakat cinsel doyuma ulaşmasa ve meni geldiğini de bilmese gusül ona farz olur mu?
"Aynen öyle de, biz de ilm-i usûl ve fenn-i mantıkça sebr ü taksim denilen en kat'î bir hüccetle deriz: Ey şeytan ve ey şeytanın şakirdleri! Kur'an, ya arş-ı a'zamdan, ism-i a'zamdan gelmiş bir kelâmullahtır veyahut -hâşâ sümme hâşâ, yüzbin kerre hâşâ- yerde sahtekâr ve Allah'tan korkmaz ve Allah'ı bilmez, itikadsız bir beşerin düzmesidir. Bu ise ey şeytan, sâbık hüccetlere karşı bunu sen diyemedi...