Namazdan sonra dua ederken günahlarıma tövbe ediyordum. Rabbimin âyetlerde, ben sizin tüm günahlarınızı bağışlarım demesi üzerine ben de dedim ki "Allah'ım! Bütün günahlarınızı bağışlarım diye vaad etmişsin, o âyete ve vaadine güveniyorum, lütfen beni bağışla! diyerek dua etmek uygun mudur?
Kişilerin hidayete ermeleri kendi özgür iradeleri ve gayretleriyle olabilecekken, bizim biri için Allah'tan hidayet istememiz, o insan gayret etmediği sürece nasıl olacak merak ediyorum.
Müslümanlar ile veya İslam dini ile uğraşanlara veya düşmanlık edenlere Allah sizi ıslah eylesin, ıslah olmazsanız kahr-u perişan eylesin demek günah mı veya ne demeliyiz?
İnsanlar yapmış oldukları dualarda peygamberleri veya Allah dostlarını vesile yaparak medet, ihsan isteyebilirler mi? 'Ya rabbi Abdulkadir Geylani hazretlerinin yüzü suyu hürmetine duamı kabul buyur' şeklinde dua edilebilir mi?
Dua ederken nasıl bir ruh hâli içinde olmalıyız? Ayrıca, “Kulum beni nasıl bilirse ben ona öyle muamele ederim” hadis-i kudsîsi sadece ahiret hayatı için mi geçerlidir?
Kur'ân-ı Kerim dışındaki dualarda ve salavatlarda tesbihat ve tesbihlerde tecvit uygulamamız gerekir mi?
Eşim namaz kılmıyor ve ben onun için çok dua ediyorum. Hayırlı bir duayı Allah hayırlı bir şekilde kabul edermiş. Peki bu duam kesin kabul olur mu? Hayırlı bir duada ısrarlı olduğum için?
Dünya hayatını mutlu geçirmesi için insanın bakış açısı ne olmalıdır?
Dünya hayatını sevmemek ve dünya hayatından kendimizi soğutmak ve ahiret merkezli bir hayat yaşamak için nasil bir yol takip etmeliyiz ?
29. mektup, 9. kısım, 6. telvih, 3. nokta da üstadımızın tarikatle ilgili bazı teşhisleri var.....Diyor ki: "Bu dünya darül hizmettir..Darül mukafat değil...Madem hakikat budur uhreviyeye ait neticeleri dünyada istememek gerektir...Cunki cennetin meyveleri gibi, kopardıkça yerine gelmek sırrıyla baki hükmünde olan amel-i uhrevi meyvesini, bu dünyada fani bir surette yemek,kar-ı akıl değildir...Bak...