Sekizinci Söz'deki temsilde geçen ve ağacın başındaki iki adam hakkındaki, "...Hem o bedbaht zahiren leziz, manen zehirli yemişleri yemekle azabını ta'cil ediyor. Zira o meyveler, nümunelerdir. Tatmaya izin var, tâ asıllarına talib olup müşteri olsun. Yoksa, hayvan gibi yutmaya izin yoktur. Ve şu bahtiyar ise tadar, işi anlar. Yemesini te'hir eder ve intizar ile telezzüz eder...." cümlesindeki, za...
Teheccüd namazını hiç bırakmadan kılan bir kimse bir gün namaza kalkamasa o gün yaptığı günahlardan dolayı huzurdan mı kovulmus olur? Yoksa başka bir sebebi olabilir mi?
Tesbih namazını mübarek gecelerde kadınlar olarak toplu kılıyoruz. Imama uymadan bir kişinin dıştan sesli yönlendirmesi ile herkes şahsi kılıyor. Bir sakıncası var mıdır? Tesbih namazi cemaatle kılınmamalı diye birsey duymuştum. Ne kadar sahihtir? Tesbih namazi nasıl kılınır, açık ve net bir şekilde yazabilir misiniz?
Namaz abdesti olmadan tesbihat yapılabilir mi? Örneğin, sabah namazını kıldık ve yattık sonra uyandığımızda tesbihat (namaz duası, ecirnalar, ismi azam yani tümü) (ezberden)yapabilir miyiz? Eğer yapabiliyorsak sonunda aşr-ı şerifler ezberden okunabilir mi?
Tercüman-ı ism-i azam ve dua-yı ism-i azam sünnet midir? Neden yapıyoruz?
Teşrik Tekbirleri Nedir? Teşrik Tekbirlerinin Hükmü Nedir? Unutulan Teşrik Tekbirinin Kazası Olur mu?
"İkinci Misâl:Ehl-i san‘at, netice-i san‘atı ziyade kazanmak için, iştirâk-i san‘at cihetinde mühim bir servet elde ediyorlar. Hatta dikiş iğneleri yapan on adam, ayrı ayrı yapmaya çalışmışlar. O ferdî çalışmanın neticesi, her günde; yalnız üç iğne, o ferdî san‘atın meyvesi olmuş. Sonra teşrîkü’l-mesâî düsturuyla on adam birleşmişler. Biri demir getirip, biri ocak yakıp, biri delik açar, biri ocağ...
"Arkadaş! Bir nev’in efradı arasındaki tevafuk ve bir cinsin envâı arasında âzâ-yı esasiyede bulunan müşabehet, sikkenin ittihadına, kalemin vahdetine delâlet ettiklerinden anlaşılıyor ki, bütün mütevafık ve müteşabihler, yani birbirine benzeyen çokluk, bir Zât-ı Vâhidin eser-i san’atıdır." Mesnevideki bu paragrafı izah edebilir misiniz?
27. sözün zeylinde: "Tevrat ve İncil ve Kur'an'ın medh-ü senasına mazhar olan sahabelere, fazilet-i külliye nokta-i nazarında yetişilemez." deniliyor. sahabeler Tevrat ve İncil'de nasıl medh-ü sena edilmiştir?
"Ehl-i dünyanın ve maddî tarihin nazarıyla, nev-i beşerin hayat-ı içtimâiyesi noktasında bakılsa, görülüyor ki hayat-ı içtimâiye-i siyâsiye îtibâriyle, beşer, birkaç devri geçirmiş. Birinci devri vahşet ve bedevîlik devri, ikinci devri memlûkiyet devri, üçüncü devri esir devri, dördüncüsü ecir devri, beşincisi mâlikiyet ve serbestiyet devridir." cümlesini açıklar mısınız?