Soru

Teşrikü'l Mesâi ve İştirâk-i Âmâl Düsturları Arasındaki Fark

"İkinci Misâl:Ehl-i san‘at, netice-i san‘atı ziyade kazanmak için, iştirâk-i san‘at cihetinde mühim bir servet elde ediyorlar. Hatta dikiş iğneleri yapan on adam, ayrı ayrı yapmaya çalışmışlar. O ferdî çalışmanın neticesi, her günde; yalnız üç iğne, o ferdî san‘atın meyvesi olmuş. Sonra teşrîkü’l-mesâî düsturuyla on adam birleşmişler. Biri demir getirip, biri ocak yakıp, biri delik açar, biri ocağa sokar, biri ucunu sivriltir ve hâkezâ... Her birisi iğne yapmak san‘atında; yalnız cüz’î bir işle meşgul olup, iştigâl ettiği hizmet basit olduğundan vakit zâyi‘ olmayıp, o hizmette meleke kazanarak, gayet sür‘atle işlerini görmüşler. Sonra, o teşrîkü’l-mesâî ve taksîmü’l-a‘mâl düsturuyla olan san‘atın semeresini taksîm etmişler. Her birisine bir günde üç iğneye bedel, üç yüz iğne düştüğünü görmüşler. Bu hâdise, ehl-i dünyânın san‘atkârları arasında, onları teşrîkü’l-mesâîye sevk etmek için dillerinde destan olmuştur."

Burada geçen teşrikü'l mesai ve iştirâk-i âmâl ifadeleri birbirine benzer gözüküyor. Aralarındaki farkı izah edebilir misiniz?

Tarih: 23.03.2025 02:55:45

Cevap

Risale-i Nur'da "iştirak-i âmâl" ve "teşrikü’l mesai" kavramları, hemen hemen aynı manaları ifade etmekle, birlikte çalışma ve dayanışmayı ifade eder. Ancak aralarında şöyle ince bir fark bulunur:

İştirak-i âmâl: Amelde ortaklık, yani yapılan işlerde ve kazanılan sevaplarda ortaklık anlamına gelir. Bu, özellikle uhrevi işlerde, bir topluluğun veya cemaatin yaptığı hayırlı işlerin sevabının, o topluluğun her bir ferdine eksiksiz olarak verilmesi şeklinde anlaşılır. Yani bir topluluğun yaptığı hayırlı işlerin sevabı, o topluluktaki herkesin hesabına ayrı ayrı yazılır. Bu, bir tür manevi ortaklıktır. Üstad Bediüzzaman Hazretlerine göre İştirak-i âmâl-i uhreviye, Risale-i Nur talebelerinin manevi kazançlarında ortak olmalarıdır. Böylece bir Nur Talebesinin yaptığı hayırlı bir iş, Allah'ın sonsuz rahmeti ve cömertliği sayesinde, diğer Nur Talebelerinin de amel defterine yazılır.

İştirak-i âmâlın gerçekleşmesi için de ihlas ve samimiyetle hizmet etmek şarttır. Gösterişten uzak, sadece Allah rızası için yapılan ameller ve sünnet-i seniyyeye uymak bu manevi ortaklığın temelini oluşturur.

Bununla alakalı bir mektubunda Üstad Bediüzzaman Hazretleri şöyle buyurmuştur;İhlâs ve sadâkat ve Sünnet-i Seniyyeye mütâbaat ve hizmet derecesine göre o küllî ubudiyete sahib olur”. [1]

Detaylı bilgi için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/istiraki-amal

Teşrikü’l mesai: Birlikte çalışma, iş birliği yapma anlamına gelir. Bu, dünyevi veya uhrevi herhangi bir işte, ortak bir amaç için bir araya gelerek birlikte çalışmayı ifade eder. Teşrikü’l mesai, farklı yeteneklere sahip insanların bir araya gelerek, ortak bir hedefe ulaşmak için çaba göstermesini içerir. Bu, hem dünyevi işlerde başarıyı artırır, hem de uhrevi işlerde daha büyük sevaplar kazanmaya vesile olur.

Risale-i Nur'da "teşrîkü’l-mesâî" (işbirliği) kavramı, özellikle Kur'an hizmetinde bulunanların dayanışmasını ve ortak çalışmasını ifade eder. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Risale-i Nur'da bu kavramı sıkça vurgulayarak, birlikte hareket etmenin önemine dikkat çeker.

Özetle; Risale-i Nur'da teşrîkü’l-mesâî kavramı, Nur Talebelerinin Kur'an hizmetinde birlikte hareket etmelerini, dayanışma içinde olmalarını ve iş bölümü yaparak daha verimli çalışmalarını ifade eder.

İştirak-i âmâl ise, Nur Talebelerinin manevi bir ortaklık içinde olmaları, birbirlerine destek olmaları ve hayırlı işlerde birlikte çalışmaları neticesinde ortaya çıkacak manevi kazanca, o ortaklıktaki her bir ferdin sahip olması anlamına gelir.


[1] Bedîüzzaman Saîd Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Hayrat Neşriyat, Isparta, 2015, s. 168


Yorum Yap

Yorumlar