"Evet, nasıl ki hüsün elbette bir âşık ister. Taam ise aç olana verilir."
29.sözde geçen bu ifadeyi konuyla bağlayamadık halbuki üstad kainattaki bu tezyinatın, mehasinin ve kemalatın enzarı için meleklerin insanların ve cinlerin gerekliliğinden bahsederken yukarıdaki cümlede sanki bizim enzarımız için de kainatın varlığı gerekli görülmüş gibi bir mana çıkıyor.
Tabiat Risalesinde geçen; varlıkları tabiatın yaratması, sebeplerin yapması ve kendi kendine olması fikirleri bazı noktalarda aynı gibi görünüyor. Aralarındaki farklar nelerdir?
Yer çekimi ve kaldırma kuvveti gibi kanunlar nasıl çalışıyor? Yer gerçekten çekiyor mu mesela? Allah'ın, bu kanunlar üzerindeki etkisini nasıl anlamalıyız? İşin aslı nedir?
Tabiat risalesinde geçen birinci yolun üçüncü muhalini detaylı bir şekilde tahlil edebilir misiniz?
Bazı inkarcılar yaratmayı Allah'a değil de tabiata veriyorlar. Nasıl cevap verilebilir?
Tabiat risalesinde, "onlar (tabiatçiler) mesleklerinin iç yüzünü görmemişler" derken neyi kasdediyor?
Tarikatların en ehemmiyetli maksadı nedir?
6. Sözde geçen "Ve ey dil, iyi tat! Bir tavla kapıcısı ve bir fabrika yasakçısı nerede, hazîne-i hâssa-i rahmet nâzırı nerede?" cümlesini izah eder misiniz?
Tefekkür ve riyazet nedir ve nasıl yapılır? İmana etkisi nedir?