Halihazırda zekât veren biri, yeni eline geçen nisap miktarını aşan para ve altını elinde bulunduğu (zekâtını verdiği) nisap miktarı para ve altına ekleyip öyle mi zekâtını vermeli. Yoksa o eline yeni geçen altın ve paranın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra varolan varlığına ekleyip zekâtını vermeli?
Cenabı hak (haşa) bu kainattan daha güzel bir kainat yaratabilir miydi? İnsan eşref-i mahlukat olduğuna göre insanın bu halinden daha güzel bir mahluk yaratılabir mi idi? Cenabı Hakk'ın ilminde her şey mevcuttur. Peki bu kainatın veya insanın daha güzel bir surette yaratılması da mevcut mudur? Mevcut ise (haşa) cenabı hak neden bu kainatı ve insanı bu şekilde yarattı? Daha üstün meziyetlerde yarat...
"Bir tek adam geldi. Bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı."
Birinci Sözde geçen bu ifadelerde ne anlatılmaktadır?
Şu kâinat Hâlık-ı Zülcelalinin hem cemalî, hem celalî iki kısım esması bulunduğundan ve o cemalî ve celalî isimler, hükümlerini ayrı ayrı cilvelerle göstermek iktiza ettiklerinden, Hâlık-ı Zülcelal kâinatta ezdadı birbirine mezcedip ve birbirine mukabil getirip ve birbirine mütecaviz ve mütedafi' bir vaziyet verip, hikmetli ve menfaattar bir nevi mübarezesuretine getirmiş, ve ondan zıdları birbiri...
Bu dünyada keyif verici maddeler haram. Haram olmasının sebebi aklı örtmesi, sarhoşluk ve vücuda verdiği zararlar diye düşünüyorum. Ama bu maddeler ayni zamanda keyif ve neşe de veriyor. "Kendilerine mühürlü halis bir içki sunulur. İşte yarışanlar ancak onda yarışsınlar" âyetinde bahsedilen içkiler de insana keyif ve neşe verecek mi? Sarhoşluk durumu oluşacak mı?
24. sözde geçen "Demek, bütün kâinâtı arkada bırakmak şartıyla mahlûkiyetin kapısından Hâlık isminin müntehâsına yetişirsin. Dâire-i sıfâta yanaşırsın." ifadesi izah eder misiniz.
Deizmin asıl sorunu olan ''Allah saat gibi kainatı kurdu, sonra kendi haline bıraktı'' görüşüne cevap verir misiniz?
Bundan yaklaşık bir ay önce idi. Kendi hâlimde öylesine bir şeyler söylüyordum. Birden dilim sürçtü ve hâşa ağzımdan yanlış bir kelime çıktı. Bunun için defalarca kez tevbe ettim, hâlâ daha tevbe etmeye devam ediyorum. Ben ne yapmalıyım bilemiyorum, arada kaldım. Kalbimde kesinlikle öyle bir niyet yoktu o sözü söylerken.
Asay-ı Musa Sekizinci Meseleden: ... "Birinci fâidesi: İnsan, sâir hayvanâta muhâlif olarak, hânesiyle alâkadâr olduğu misillü, dünya ile alâkadârdır. Ve akāribiyle münâsebetdâr olduğu gibi, nev‘-i beşer ile de ciddî ve fıtrî münâsebetdârdır. Ve dünyada muvakkat bekāsını arzuladığı gibi, bir dâr-ı ebedîde bekāsını, aşk derecesinde arzuluyor."
dünyada muvakkat bekayı arzulamak ile kastedilen nedir...
iki aylık bir çocuğumuz var. Haliyle emzirme devam ediyor. Oruç meselesi nasıl olmalıdır?