Mektubat 2 Hutbe-i Şamiye Tercümesi sayfa 437 de son kısımda Üstadımızın bahsettiği “kısacık bir tarzda bir mecmuacık olarak yazılacak” dediği risale yazılmış mıdır? Yazılmışsa hangi risaledir?
"Meselâ: Bazı gafiller, hutbe gibi bazı şeair-i İslâmiyeyi, Arabîden çıkarıp her milletin lisanıyla söylemeyi, iki sebeb için istihsan ediyorlar:" (27. Söz) Peygamber efendimiz (s.a.v) günümüze hutbeler nasıldı. 2) Osmanlı döneminde hutbeler arapça mıydı. Halifelik kaldırıncamı günümüzde okunan Türkçe kısmı mı eklendi. 3) Üstadımızın burda bahs ettiği hutbenin arapça kısmı günümüzde okunan arapça ...
Bediüzzaman Hazretleri 4.lema'da ve başka yerlerde Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın dünyaya geldiği anda “Ümmetî, ümmetî!” dediğini ifade ediyor. Sahih bir rivayet olduğunu belirtiyor. Üstadımız bu rivayet nereden almıştır?
"Bu hılletin üssül’esâsı, samîmî ihlâstır. Samîmî ihlâsı kıran adam, bu hılletin en yüksek kulesinin başından sukūt eder. Gāyet derin bir çukura düşmek ihtimâli var. Ortada tutunacak yer bulamaz." Üstadımızın burada çukurdan maksadı nedir? Ortada tutunacak yer bulamaz derken, o çukura düşen kişi için hiç ümidin olmadığınımı anlatmak istiyor.?
"...Bu Cihan Harbinde iki hükûmet küre-i arzın hakimiyeti için mürafaa ve muhakeme dâvâsında bulunmaları içinde iki muazzam dinin musalâha ve sulh mahkemesine barışmak dâvâsı açılarak ve dinsizliğin dehşetli cereyanı da semavî dinlerle mücahede-i azîmesi başladığı hengâmda..."(Gençlik Rehberi, Shf:22)
Bu iki muazzam dinler hangileridir ve bunların arasındaki sulh mahkemesi ve musalaha davasının m...
“İmkân-ı zati” ile “imkânı zihni” yi üstadımız birkaç yerde anlatıyor. Bu delilleri öğrenmemizin bize ne gibi katkısı var acaba merak ettim. Yani bu konu üzerinde neden bu kadar çok duruluyor?
Üstadımız zamanında yaşayan âlimlerin, Üstadımızın Müceddid olduğundan haberleri var mıydı? Yoksa âlimler arasında birbirlerinden haberdar olmama gibi hususlar olabiliyor mu?
Üstadımız (ra) Bir izahında "Kader ve cüz-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, hâlî ve vicdanî bir imanın cüzlerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir." derken, başka yerde "Kader, ilim nevindendir. İlim, mâlûma tâbidir. "buyuruyor.Kadere biryede ilmi değildir denilirken, diğer yerde ilim nevindendir denmesini izah edermisiniz?
Üstadımızın zikr ettiği yedi kebair hangileridir. Bir kişi geçmiş hayatında yani tevbe etmeden evvelki işlemiş olduğu kebair var ise bunlar avf olunur mu?
Üstadımızın "Bu zamanda feraizi işleyen kebairi terk eden kurtulur inşaallah." sözünde, kebair diye kastettiği büyük günahlar hangileridir. Başka yerde "ekberü'l-kebâir" tabiri var, burada ise "kebair" diyor.