Peygamber efendimiz hadisleri doğrulamak için Kurana bakın demiş mi?
Hafızlık yaptıktan sonra unutmanın mesuliyeti hakkındaki rivayetlerden korkuyoruz. Fakat unutmaktan da kurtulamıyoruz. Bunun çaresi nedir? Bir de insanları hafızlığa teşvik için söylenecek hadisler var mı?
"...Hatta en latîf ve güzel bir hakîkat-i îmâniyeyi muhtaç bir mü’mine bildirmek ki; en ma‘sûmâne, zararsız bir menfaattir. Mümkünse, nefsinize bir hodgâmlık gelmemek için, istemeyen bir arkadaşla yaptırması hoşunuza gitsin..." cümlesinde "istemeyen bir arkadaşla yaptırması" derken kimi kastediyor. 1- kişinin kendisin istemediği bir arkadaş 2- konuyu anlatmak istemeyen başka bir arkadaş
Hâkimiyet-i mutlaka ve âmiriyet-i küllîye kavramlarını açıklayıp bunları kavramak için örnekler verirmisiniz?
Birincisi: Bundan on beş sene evvel, Rusya’nın şimâlinde esîr olduğum zaman, doksan esîr zâbitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntıdan ve ruh darlığından çok münâkaşalar, gürültüler oluyordu. Umumunun bana karşı ziyâde hürmetleri olduğundan teskîn ediyordum. Sonra, sükûneti muhâfaza için dört beş zâbiti tâ‘yîn ettim. Ve dedim: “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, heme...
Bediüzzaman Hazretleri, "Mesleğimiz haliliyye olduğu için meşrebimiz hullettir." diyor. Hullet ve haliliyye ne demektir? Buna işaret eden ayet veya hadis var mı?
Arkadaşımızın evine gitmek için o arkadaşımız olmadan eşinin arabasına üç bayan arkadaş ve çocuklarımız binmemiz caiz midir?
Kadın Hanefi ve erkek Şafii karar alıp kaçmak durumunda kaldık. Bazı araştırmalarıma göre Hanefi kadının evliliğinin gerçekleşmesi için babasından veli izni alması gerekiyormuş. Bu duruma şansımız el vermiyor ve iki seven olarak imam nikahımızı kıyıp evlenmek niyetindeyiz bu evliliği gerçekleştirebilmek için ne yapmamız gerekiyor?
"Ve dilenciye gelince, sakın (onu) azarlama!" (Duha, 10) ve "Onların mallarında, dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyen) yoksul için bir hak vardır (verirler)!" (Zariyat, 19) bu gibi ayetlerden anlaşıldığı üzere Rabbimiz dilencilere de bir şeyler verilmesini istiyor. Malesef bu zamanda dilenenlerin büyük bir kısmı ihtiyactan değil meslek edindikleri için dileniyorlar. Bu meselede ölçü ne olmalıd...
Birisi hakkında aklımıza kötü düşünceler gelse, bir müddet veya hemen sonra o düşünceleri iyiye çevirmeye çalışsak veya aklımızdan defetmeye çalışsak, yine de düşündüğümüz veya hissettiğimiz için suizan yapmış olur muyuz?