Vesvese Risalesi Birinci Vecih Birinci Yarada geçen şetm (sövme) ifadesi tam ne anlama gelmektedir? O cümleyi izah eder misiniz?
Şiilik, alevilik, sünnilik hakkında bilgi verirmisiniz? Bunların öncesi ve günümüzde bulundukları konum nedir? Risale-i Nur'un bunlara bakış açısı nasıldır?
"Şimdi, dünyayı tahkîr edenler, dört sınıftır. Birincisi, ehl-i ma‘rifettir ki, Cenâb-ı Hakk’ın ma‘rifetine ve muhabbet ve ibâdetine sed çektiği için tahkîr eder. İkincisi, ehl-i âhirettir ki, ya dünyanın zarûrî işleri onları amel-i uhrevîden men‘ ettiği için veyahud şuhûd derecesinde bir îmân ile cennetin kemâlât ve mehâsinine nisbeten dünyayı çirkin görür. Evet, güzel bir adam Hazret-i Yûsuf Aleyhisselâm’a nisbet edilse, yine çirkin göründüğü gibi; dünyanın ne kadar kıymetdar mehâsini varsa, cennetin mehâsinine nisbet edilse, hiç hükmündedir..." Soru
32. Söz'ün 5. Remiz'inde geçen bu kısmı izah eder misiniz? Dünyayı tahkir eden, aşağışayan bu dört grubu nasıl anlamak gerekir? Makbul tahkir nasıl olur?
Bediüzzmaan Hazretlerine ait böyle bir söz var mıdır? Varsa nerede geçmektedir?
Sokak hayvanlarını beslemek maksadıyla gelişi güzel sağa sola yemek artıkları, mamalar bırakan bazı insanlar hem ortalığı kirletiyor, hem sürü ile gezen saldırgan hayvan tehlikesinin büyümesine sebep oluyorlar, hem de sokaklar hayvan necasetinden geçilmiyor. Sokak hayvanlarını beslerken neye dikkat edilmeli? Hayvanlara merhamet insanlara merhametin önüne mi geçmeli?
Üstâd Hazretlerinin 17. Söz'deki münâcâtında; “Yâ Rab! Tevekkülsüz, gafletle, iktidar ve ihtiyârıma dayanıp, derdime derman aramak için cihât-ı sitte denilen altı cihette nazar gezdirdim. Maatteessüf derdime derman bulamadım. Ma‘nen bana denildi ki: “Yetmez mi derd, derman sana!”[1] ifadesi geçmekte. Burada geçen “cihât-ı sitte/altı yön” gerçekte nedir? Ne anlatılmak istenmiştir?
10.Söz'ün başında yazılan ve ahirdeki tasdiknamede izahı bulunan 193 rakamındaki tevafukları izah eder misiniz?
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
21. Söz Vesvese Risalesi'nin 3. Vecih'inde geçen şu cümleleri izah eder misiniz? Özellikle "Meğer kasden olsa veya zarar zannıyla onunla ziyâde meşgul olsa." cümlesini nasıl anlamalıyız?
‘’Saniyen: Sarsıntılı olan altıncıdaki kardeşlerimizin istirahatlerini merak ediyorum. Bir parmak hariçten hapse, hususan altıncıya karışıyor. Oradaki kardeşlerimiz dikkat ve ihtiyat edip hiç bir şeye karışmasınlar.’’ Üstad ın ifade ettiği ‘’altıncı’’ ifadesi koğuş numarası mıdır? Eğer öyleyse üstad diğer koğuşta olan hadiseleri nerden biliyor?