Muğayyebât-ı Hamse Soru

16. Lem'a'da, "çocuğun umum efrad-ı beşeriyeye karşı birer alâmet-i farikası bulunan yalnız hakikî sîma-yı vechiyesini keşfedemez." denilmiş. Hakikî sîma-yı vechiyeden kasıt nedir? İkinci olarak: "Çocukların sîma-yı maddî ve manevîlerinde iki cilvesi var: Birisi vahdetini..." diye başlayan bahsi açıklar mısınız?

Muhabbet Kainatın Yaratılmasına Sebebtir Soru

"Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur.” cümlesini izah eder misiniz? 

Mü'minin Mü'mine Hased Etmesi Soru

Kıskançlık duygumu nasıl terbiye edebilirim? Sevdiğim insanları çok kıskanıyorum ve bu beni ruhen yıpratıyor. Arkadaşlarımı özellikle. Dinimizde bunun bir ölçüsü veya ayet ve hadislerde karşılığı var mı?

Münafığın Tevbesi Soru

Münafık özeliklerini taşıyan bir kimse nasıl tövbe etmelidir nasıl kurtulmalıdır?

Münafıkların Kalplerindeki Hastalık Soru

Bakara 10 da münafıkların kalplerinde şüphe hastalığı olduğundan bahsediliyor... Bu hastalık yaratılıştan mı onlarda vardır, yoksa onlar mı kendilerini hasta etmişlerdir? Onlar kendilerini hasta etmişlerse bu süreç nasıl olmuştur? Eğer sonradan kendileri kalplerini hasta etmiştir dersek, henüz ortada İslam yoktu ki onlar bunu kabul etmeyerek kendilerini hasta etsinler?

Müreccih ve İllet Soru

İhtar: İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faideler, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar. (İşarat-ül İ'caz) Bu paragrafta geçen müreccih ile illet arasındaki farkı izah edebilir misiniz?

Musibet ve Çeşitleri Soru

Musibet nedir? Musibetin çeşitleri nelerdir? Dine gelen musibet ne demektir ? İzah eder misiniz?

Musibet ve Sabır Soru

insanlardan gelen musibetler karşısında nasıl bir tavır almalıyım. Sabrın anlamı nedir?

Musibetlerde Nefsin Hissesi Soru

Başımıza gelen her musibette nefsimizin bir hissesi mi var? Eğer var ise Kader mahkumu tabiri doğru olur mu?

Mutezile Hüsün ve Kubuh Soru

"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)  Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?