“İmkân-ı zati” ile “imkânı zihni” yi üstadımız birkaç yerde anlatıyor. Bu delilleri öğrenmemizin bize ne gibi katkısı var acaba merak ettim. Yani bu konu üzerinde neden bu kadar çok duruluyor?
İmkân-i zati ve imkân-ı zihni ile alakalı açıklamaları okuduk epey istifade ettik. Allah razı olsun, bunları biraz daha basit olarak açıklamanız mümkün mü?
Bende bir gevşeklik var. Neden inandığım gibi yaşayamıyorum? Kur’an ve sünnetin verdiği edeple edeplenemiyorum?
Allah ve ahirete inanmayan birisi var, Kur’anı Kerim’in, Allah tarafından Hz. Muhammed’e (sav) indirildiğini de inkâr ediyor. Ayrıca, yaratıcı varsa, onun niye yaratanı yok? Gibi sorular soruyor. Böyle bir kimseye nasıl anlatmak gerekir?
"İnkâr edenler ve inkârcı olarak da ölenler var ya, işte Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların laneti hep onların üstünedir. Onlar bu lanet içinde ebedî olarak kalırlar. Onların azapları hafifletilmeyeceği gibi, kendilerine yeni bir mühlet de verilmez.” bu ayette bütün insanların lanet ettiği yazıyor. Peki bu ayet bütün kafirler için mi yoksa dini bilgileri saklayanlar için mi? Bu lanet nasıl...
Allah'ı ve diğer iman hakikatlerini inkar neden kaynaklanır, sebebi nedir?
İnşallah kelimesi başka bir dille söylenebilir mi? Örnek: İ hope so demek gibi
Bir insan imanının aynel yakin mertebesine geçtiğini anlayabilir mi? İmanın mertebeleri ve bu mertebelere çıkmak için gerekli olan şeyleri izah eder misiniz?
İnsanın Allah'ın varlığına ve birliğine delaletini kısaca izah eder misiniz?
Her insanın zaafları var. İnsanların bu zaaflarına yönelik her yönden çok kuvvetli saldırılar var. Bir insan, bu kadar saldırı karşısında iradesine nasıl hakim olabilir?