Kişilerin hidayete ermeleri kendi özgür iradeleri ve gayretleriyle olabilecekken, bizim biri için Allah'tan hidayet istememiz, o insan gayret etmediği sürece nasıl olacak merak ediyorum.
Müslümanlar ile veya İslam dini ile uğraşanlara veya düşmanlık edenlere Allah sizi ıslah eylesin, ıslah olmazsanız kahr-u perişan eylesin demek günah mı veya ne demeliyiz?
Allah rızasını asıl gaye yaparak, ancak sınav zamanı gibi belirli koşulları da vakit olarak görmek suretiyle belirli sureleri belirli sayılarda okumak doğru mudur? Dinimizde böyle bir uygulama var mıdır? Sınavda başarı ve Fetih suresinin 41 kere okunması gibi.
Hz. Peygamber (sav) dua edilirken ısrar ve tekrarı tavsiye etmektedir. Âyette ise duada dünyalık bir şeyi ısrarla istemek doğru olmadığını belirtiyor. "Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz." Nasıl anlamak gerekir?
İnsanlar yapmış oldukları dualarda peygamberleri veya Allah dostlarını vesile yaparak medet, ihsan isteyebilirler mi? 'Ya rabbi Abdulkadir Geylani hazretlerinin yüzü suyu hürmetine duamı kabul buyur' şeklinde dua edilebilir mi?
Dua ederken Ya Rabbi, benim falan sıkıntımı salih kulların hatrına gider diye dua etmek veya Allahım benim duamı veya sıkıntımı veya arzumu isteğimi örneğin Peygamberimiz veya salih kullarının hatırına kabul eyle gibi dua etmek caiz midir?
Dua ederken kendimde şöyle bir halet hissediyorum: "Sen duanı
maddi ve manevi isteklerine alet ediyorsun. Halbuki dua ibadetin ta
kendisidir ve ibadetler de Allah için olmalıdır. Dolayısı ile duan Allah için değil kendin içindir." Burada sanki bir tezat
varmış gibi hissediliyor. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz? Dua
ederken nasıl bir halet-i ruhiyyeye sahip olmalıyız?
Eşim namaz kılmıyor ve ben onun için çok dua ediyorum. Hayırlı bir duayı Allah hayırlı bir şekilde kabul edermiş. Peki bu duam kesin kabul olur mu? Hayırlı bir duada ısrarlı olduğum için?
"Sizden biriniz dua ederken; Allah'ım! Dilersen beni bağışla; dilersen bana merhamet et, demesin. Dilediğini kesin bir dille istesin. Çünkü Allah'ı zorlayan hiçbir kuvvet yoktur." Bu şekilde hadis-i şerifler var. Muhterem büyüklerimiz hocalarımız da dua ederken "Allah'ım! Dualarımızı kabule karin eyle" diye dua ediyorlar sıklıkla. Burda niye "Allah'ım dualarımızı kabul et" demiyoruz da "kabule kar...
Diyelim ki birisi geçmişte çalıştığı bir iş yerinden bir miktar para yada bir eşya aldı. Daha sonra Allah'a tevbe ettikten sonra, o insana uğrayıp bu meseleyi ona da anlatmalı mı, yoksa sadece helallik dilemesi kâfi gelir mi?