Soru

Duanın "Kabule Karin Olması" Ne Demektir?

"Sizden biriniz dua ederken; Allah'ım! Dilersen beni bağışla; dilersen bana merhamet et, demesin. Dilediğini kesin bir dille istesin. Çünkü Allah'ı zorlayan hiçbir kuvvet yoktur." Bu şekilde hadis-i şerifler var. Muhterem büyüklerimiz hocalarımız da dua ederken "Allah'ım! Dualarımızı kabule karin eyle" diye dua ediyorlar sıklıkla. Burda niye "Allah'ım dualarımızı kabul et" demiyoruz da "kabule karin eyle" diyoruz? Bunu izah edebilir misiniz?

Tarih: 4.10.2024 17:00:09
Okunma: 709

Cevap

“Allah'ım dullarımızı kabul eyle” ile “kabule karîn eyle” arasında bir fark yoktur. “Karîn eyle” yani “arzumuza nail eyle, arzumuzu bize yakın eyle” anlamlarına gelmektedir. Fakat bu aslında bir cümle yapısıdır. Yani deyim gibi bir şeydir. Pratikte bunun “kabul et” ile arasında bir fark yoktur. Yani hadiste belirtilen “dilersen, arzu edersen, mümkünse” gibi manaları kapsamaz.

Bediüzzaman Hazretleri de bu kelimeyi "kabul olmak" manasında şöyle kullanmıştır; 

"İşte, bütün beşerin fıtrat-ı insaniyet lisan-ı hâliyle, bütün kuvvetiyle istediği bekà ve saadet-i ebediyeyi, o nev-i beşer namına zât-ı Ahmediye (a.s.m.) istiyor ve beşerin nuranî kısmı, onun arkasında âmin diyorlar. Acaba hiç mümkün müdür ki, şu dua kabule karîn olmasın?"[1]

"Hem hulûs ve huşû‘ ve huzûr-u kalb ile duâ etmek; hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra, hem mevâki‘-i mübârekede, hususan mescidlerde, hem cum‘ada, hususan saat-i icâbede, hem şuhûr-u selâsede, hususan leyâlî-i meşhûrede, hem Ramazan’da, hususan Leyle-i Kadir’de duâ etmek, kabule karîn olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyyen me'muldür."[2]


[1] Said Nursi, Zülfikar, s.29

[2] Said Nursi, Mektubat, s.123


Yorum Yap

Yorumlar