Hiç kimse eceli gelmeden ölmez, öldürülemez! Bu ehli sünnet akidesidir... Öyleyse "Hafız Ali Benim yerime öldü" diyen Bediüzzaman Hazretleri bunu nasıl iddia etmektedir? Bunun dinimizdeki yeri nedir?
Hafızlık yaptıktan sonra unutmanın mesuliyeti hakkındaki rivayetlerden korkuyoruz. Fakat unutmaktan da kurtulamıyoruz. Bunun çaresi nedir? Bir de insanları hafızlığa teşvik için söylenecek hadisler var mı?
Sıffin savaşı sonrasında, Hakem Olayı'nda Hz. Amr bin As (ra) kararlaştırılan karara neden uymamıştır?
Hamd ile şükrün arasındaki fark nedir?
"Ve dilenciye gelince, sakın (onu) azarlama!" (Duha, 10) ve "Onların mallarında, dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyen) yoksul için bir hak vardır (verirler)!" (Zariyat, 19) bu gibi ayetlerden anlaşıldığı üzere Rabbimiz dilencilere de bir şeyler verilmesini istiyor. Malesef bu zamanda dilenenlerin büyük bir kısmı ihtiyactan değil meslek edindikleri için dileniyorlar. Bu meselede ölçü ne olmalıd...
Birisi hakkında aklımıza kötü düşünceler gelse, bir müddet veya hemen sonra o düşünceleri iyiye çevirmeye çalışsak veya aklımızdan defetmeye çalışsak, yine de düşündüğümüz veya hissettiğimiz için suizan yapmış olur muyuz?
Zina yapmak, adam öldürmek, anne babaya asi olmak gibi haram olan şeyleri işlemediğimizde sevap kazanıyor muyuz? Mesela bir kişi hiç zina etmediği için ona sevap verilir mi?
Haramların kendi aralarında dereceleri var mı?
İhlası tammı yakalamak için mümin kardeşlerin faziletleriyle iftihar etmek varken, hased, hırs, ve rekabete düşmekten kurtuluşun çaresi nedir?
Üstadımız "Başka yerlerde beyan ettiğimiz gibi; Küre-i Arz, hareket-i seneviyesiyle ileride mecma-ı haşir olacak bir meydanın etrafında bir daire çiziyor. Cehennem ise, Arz'ın o medar-ı senevîsi altındadır demektir." (Mektubat-1 Shf.4) Üstadımızın haşir meydanı hakkındaki bu malumatının kaynağı nedir acaba?