Kuranın delalet ettiği mana kelam-ı kadimdir. Delalet ettiği mana ne demektir. Hangi mana kast ediliyor. Mesela ben Kuran okuyorum. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsusdur ayetini okudum. Bu ayeti okuyunca aklımda oluşan mana mı kelamı kadimdir. Bu ayetin kelam-ı kadimi nedir/nasıldır, neresidir. Kuran kelamullahim tecellisidir. Bu tecellide mahluk olmayan kısım neresidir. Bu tabirle ne kast e...
11. Söz'de geçen hayatın mahiyeti ile alakalı sıralanan cümlelerden, "hem kainatdaki alemlerin bir mizanı, hem bu alemi kebrin bir listesi hem şu kainatın bir haritası hem şu kitabı ekberin bir fezlekesi " cümlelerinin yorumunu nasıl yapabiliriz?
Hem kainattaki alemlerin mizanı.. hem bu alem-i kebirin listesi.. hem şu kainatın haritası.. hem şu kitabı ekberin fezlekesi.. 11. Sözün ahirinde geçen insanın mahiyetine dair bu maddeler arasındaki farkı.. ve Fezleke , liste , harita , fihrist ..bunları insanın hayatından örneklerle.. ve son maddedeki kainata ve evkata takılan kemalâtın ahseni takvimi.. ibaresini açıklar mısınız?
7 kat sema var. Peki neden 7 kat? Bu yedi kattan sonra ne var? 18 bin alemde mi bu semalarda? Neden bu alemlerin içinde en küçük alem biziz?
"Öyle bir mükemmel terbiye, tedbir, idare ediliyor ki, bütün kâinat bir sahife gibi her an nazarında ve bütün âlemler birer satır gibi kalem-i kudret ve kaderiyle yazılır, tazelenir, değişir." cümlesini izah eder misiniz?
"Kur’ân, kendi şakirtlerinin ruhuna öyle bir inbisat ve ulviyet verir ki, doksan dokuz taneli tesbihe bedel, doksan dokuz esmâ-i İlâhiyenin cilvelerini gösteren doksan dokuz âlemlerin zerrâtını, birer tesbih taneleri olarak şakirtlerinin ellerine verir, “Evradlarınızı bununla okuyunuz” der.
İşte, Kur’ân’ın tilmizlerinden Şah-ı Geylânî, Rufâî, Şâzelî (r.a.) gibi zaatlar koca dünya mevcudatını, vir...
Evet bir kelâm, “Kimden gelmiş? Ve kime gelmiş? Ve ne için denilmiş?” olması cihetiyle, kıymeti ve ulviyeti ve belâgati tezâhür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz. Ve ona yetişilemez. Çünki Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlik’ının hitâbı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklîdi ve tasannuu ihsâs edecek bir emâre bulunmayan bir mükâlemesi; ve bütün insanların nâmına, belki bütün mahlûkātı...
"Kur’ân Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, On İkinci Sözde beyan ve ispat edildiği gibi, Kur’ân; Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır."
Burayı izah eder misiniz?
Mesnevî-i Nûriye'de geçen "insanın kalbini binlerce âlemlere örnek ve pencere yapan" cümlesını izah edebilir misiniz?
"Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilat ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilata geçme. Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilatında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, ...