Gıybet hakkında bir kaç şey sormak istiyorum.
1. Bir yörenin köyün vs şivesini hoşumuza gittiği için (alay almak için değil) taklit etmek gıybet olur mu?
2. Bir kişinin başından geçen bir olayı ibret almak veya gülmek için anlatmak gıybet olur mu?
3. Bazı meclislerde tanıdığımız olsun tanımadığımız olsun kişiler hakkında isim vermeden konuşuluyor. Bu gıybet olur mu?
Açıkça günah işleyenin arkasından konuşulurmu, bu gıybet olurmu?
Koyu gri, koyu haki, mürdüm gibi renkler giyebilir miyiz? Çünkü bu uzun bir süreç ve hep siyah giymek soğutur diye korkuyorum. Ve normal farz olan tesettür de çarşafın yeri ayrı mıdır? Çarşafın ayrı bir sevabı mı vardır? Yoksa farza uyan her şey eşdeğer midir?
Neden gölgeli bir Kur'an basmıyorsunuz? Bir yandan Risale yazarken ara ara Kur'anı yazar hem de okumuş oluruz.
Gündüz sabit nokta nöbeti tutuyorum. Noktada silah var. Görev yerini terk etmemiz durumunda hakkımızda soruşturma açılabilir. Ancak her gün gündüz nöbetçi değilim. Bazen iki hafta sonra gelebiliyor, bazen bir ay sonra. Böyle bir durumda Cuma namazına gidilebilir mi?
Göz damlası orucumuzu bozar mı? Çok farklı görüşler var da onun için sordum.
Günün başlamasıyla ilgili iki görüş bulunmakta. İkindiden sonra başlar diyenler ve akşamdan sonra başlar diyenler var. Hangi görüş daha doğrudur ve delilleri nedir?
İşlediğimiz günahlar, dualarımızın kabul olmamasına sebeb olur mu?
Bediüzzaman'ın Mektubat adlı eserinin Sekizinci Mektubu'nda geçen "Hey âşık efendi! Ne hakkın var, sekiz İsm-i Âzamın bir sahife-i nuranîsi olan güneşi böyle utandırıyorsun?" ifadesinde geçen sekiz isim hangi isimlerdir?
Sık ihtilam olmamak için alınacak tedbirler hakkında bilgi verir misiniz?