Evet bir kelâm, “Kimden gelmiş? Ve kime gelmiş? Ve ne için denilmiş?” olması cihetiyle, kıymeti ve ulviyeti ve belâgati tezâhür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz. Ve ona yetişilemez. Çünki Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlik’ının hitâbı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklîdi ve tasannuu ihsâs edecek bir emâre bulunmayan bir mükâlemesi; ve bütün insanların nâmına, belki bütün mahlûkātı...
Kur'an'da emir ve nehiy bildiren ayetlerde belagat, fesahat, cezalet gibi mucizevi özellikler var mıdır? Mesela Bakara Suresi 43. ayette namazın kılınması ve zekatın verilmesi emrediliyor. Benim aklıma "bir şeyi emretmek ve men etmek gayet basit kelimelerden oluyor, nasıl bu kelimelerde belağat, cezalet fesahat gibi mucizevi özellikler bulunabilir?" sorusu gelmektedir.
Kuran'da bazı ayetler sık bazılarının geniş yazılmasının hikmeti nedir. Mesela Hüsrev Efendinin yazmış olduğu Tevafuklu Hatta Rahman suresinin 3. sayfasında gayet geniş yazılmış ayetler vardır. Bunun izahı nedir?
Tevafuklu Kur'an'da, Allah kelimelerinin alt alta gelerek tevafuk etmesi Kur'anın bir mucizesi midir? Hattatın kendi hüneri olamaz mı?
Kur’an pek çok ayetinde, indiği asırdan bu zamana kadar, onun Allah kelâmı olduğuna inanmayan insanları benzeri bir kitap getirmeye, hatta bir satırlık kısa bir suresinin benzerini getirmeye davet ettiği halde kâfirlerin buna hemen hiç teşebbüs etmemelerinin sebebi nedir?
Lahikalarda Hikmetül İstiaze risalesinin birinci ve ikinci kısımlarından söz ediliyor. Ama Lemalarda böyle bir taksim görmedik. Bu risalenin ikinci kısmı ayrı bir risale mi acaba?
(Sabri'nin fıkrasıdır) Üstad-ı Ekremim! Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı öyle kıymetdâr bir hazine-i cevâhir ve maraz-ı vesvesenin iksîr bir ilâcıdır ki, âlem-i fânîden âlem-i bekàya göçünceye kadar, nefis ve şeytanın...
Mademki bela ve musibetler hataların neticesi ve günahlara kefarettir. Neden musibet geldiği zaman sadece hata işleyen günahkar insanlar değil de günahsız ve masum insanlarda zarar görür.?
Risale i nurda geçen bir bölümde bir gemide dokuz masum bir canı bulunsa o caninin o gemiyi gark etmesi zulümdür. Aynı şekilde dokuz cani bir masum bulunsa da o geminin batırılması aynı zulüm olur ... Risale de umumi musibetlerin insanların ekseriyetinin hatasında ileri geldiğini söylüyor. Umumi musibetlerde bir çok masum, ehli iman da zarar görüyor. O gemi örneği gibi ekseriyetin hatasından dolay...
22. mektupta bahsi geçen "bir kısım maldan onda bir veya bir kısım maldan kırkta bir" oranındaki zekatla ilgili izahatın haşiyesinde bazı mal ve kazançlardan "kırkta on adettir" cümlesini izah eder misiniz?
Devlet okulunda öğretmen olarak görev yapıyorum. 4 yıl önce bir işim için 5 gün hasta olmadığım halde rapor aldım. O zaman o cahillikle bana normal gelmişti. Ama şimdi kalben çok rahatsızım ve pişmanım. O aldığım rapor haricinde başka hiç böyle bir işe kalkışmadım. Aldığım maaşın bir kısmınında olsa helal olmadığını düşünüyorum. Maaşımın dörtte biri kadar çalıştığım okula yardımda bulunsam nasıl o...