Fatiha suresindeki مالك kelimesini biz 'maliki' diye okuyoruz. Başkaları 'meliki' diye okuyor. Sadece okuyuşta farklılık var değil mi? Lafzen tüm kıraat âlimleri مالك böyle yazıldığına inanıyor değil mi? Bu okuyuş farklılıklarının durumu nedir
Bediüzzaman Hazretleri'nin tabiriyle, "Kur'an-ı mucizül beyanın on vücuh külliye-i icaziyesi" nelerdir?
"Böylece sana da emrimizden bir ruh ( olan Kur'an ) vahyettik!" derken bu âyette Kur'ân'a neden ruh denilmiş? Bir de bu âyetin devamımda "sen kitap nedir iman nedir bilmezdin" diyor. Bundan murad nedir? Ayrıca Peygamberimizin (sav) peygamberlik verilmeden önce kendisi ve anne babasının dini durumları nasıldı?
Kur'ân-ı Kerim semadan mı indi? Eğer semadan indi ise ezeli ve ebedi olan Kelam-ı ilahi olan Kur'ân'a bir hudut bir mekan çizilmiş olunmuyor mu?
"Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir kitaptır." (Bakara, 2) Takva sahipleri zaten hidayete ermiş müslümanlar değiller midir?
Kur’an pek çok ayetinde, indiği asırdan bu zamana kadar, onun Allah kelâmı olduğuna inanmayan insanları benzeri bir kitap getirmeye, hatta bir satırlık kısa bir suresinin benzerini getirmeye davet ettiği halde kâfirlerin buna hemen hiç teşebbüs etmemelerinin sebebi nedir?
Kur'an'ın insanları usandırmaması onun Allah kelamı olduğunu nasıl isbat eder?
Kur'anın yedi büyük mucizelik yönü nelerdir?
Bir ailede kurbanı bir kişi kesmesi yeterli midir? Yoksa ailede mal varlığı olan herkes mi kesmek zorundadır?
Bir Müslüman kurban keserken aslında tam olarak ne yapmış olur? Kurbanın gerçek manası nedir?