"Hâşiye-1: صَادِقًا بِمَحَبَّت۪ي fıkrasında, nasıl ki sâdık iki kardeşimize işaret ediyor. Öyle de بِمَحَبَّت۪ي kelimesiyle de, Said’in birinci ve en mühim talebesi ve İşârâtü’l-İ‘câz’ın te’lîfinde muhâtab, müsevvid, mübeyyiz olan Şehîd Merhum Molla Habîb’e rahmetullâhi aleyh îmâdan hâlî değildir..." Soru

Sekizinci Lema’da geçen şu haşiyeyi ve devamını izah eder misiniz?

Hasta Olan Kişilerin Orucu Soru

Kendisi yaş itibariyle genç ama bünyesi zayıf olduğu için sık sık hasta oluyor, oruç tutamıyor. Bu ve bunun gibi kişilerin durumu hakkında bilgi verirmisiniz? Fidye verilmesi yeterli midir?

Hastalıklara Sabretmenin Mükâfatı Soru

İnsan hasta olduğunda ve sabır gösterdiğinde bunun Allah katında mükafatı nasıl olur?

Hastalıktan Dolayı Tutulamayan Ramazan Orucu Yerine Fidye Vermek Gerekir mi? Soru

Eşim bir hastalıktan dolayı oruç tutamamaktadır. İyileşince kaza yapabilme ihtimali olmasına rağmen biz tutamadığı günlerin fidyesini vermekteyiz. Bu uygulama doğru mudur? Bu konuda dinimizin hükmü nedir?

Hayat var mıydı? Soru

Bakara 30.ayete göre dünya veya madde yaratılmadan önce kullukla sorumlu canlılar var mıydı? (Yaşam tarzı var mıydı?)

Hayat ve Nurun Perdesiz Olması Soru

Risale-i Nur'da geçen, "hayat ve nur ve rahmette o perdeler konulmamış" cümlesini birer misalle izah eder misiniz?

Hayız Halinde Dua Okumak Soru

Hayız müddetinde Kur'an'ı Kerim'de geçen İbrahim as, Yunus as, Eyüp as duaları gibi ayetlerde geçen duları hayızlı iken okumak doğru mudur?

Hayrat Vakfı Kuruluşu ve Tevafuklu Kur'an'ın Tab' ve Neşri Soru

Bediüzzaman Hazretleri Tevafuklu Kur’an-ı Kerim’in basımı için Altın biriktirmiş. Bu altınlar onun vefatından sonra Hayrat Vakfı Kurucusu Ahmed Hüsrev Altınbaşak’a teslim edilmiş. O da bu altınlar ile Hayrat Vakfını kurmuş. Tevafuklu Kur’an-ı Kerim basımı nasıl olmuş ve bunlar doğru mudur? İşin aslı nasıldır?

Hayvanlar Üzerinde Bilimsel Araştırma / Deney Yapmak Soru

Hayvanlar üzerinde bilimsel araştırma yapmak için deney yapmak caiz midir? Bunun bir ölçüsü ve sınırı var mıdır? 

"Hazret-i Gavs, o derece yüksek bir mertebeye mâlik ve o derece hârika bir kerâmete mazhardır ki, kâfirlerin bir kısmı demişler: “Biz İslâmiyet’i kabûl edemiyoruz. Fakat Abdülkādir-i Geylânî’yi de inkâr edemiyoruz..." Soru

Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?