Soru

"Hâşiye-1: صَادِقًا بِمَحَبَّت۪ي fıkrasında, nasıl ki sâdık iki kardeşimize işaret ediyor. Öyle de بِمَحَبَّت۪ي kelimesiyle de, Said’in birinci ve en mühim talebesi ve İşârâtü’l-İ‘câz’ın te’lîfinde muhâtab, müsevvid, mübeyyiz olan Şehîd Merhum Molla Habîb’e rahmetullâhi aleyh îmâdan hâlî değildir. Hâşiye-2: Sabrî’nin hakîkî ismi Mehmed Sabrî’dir (rh). Bu isim, hesâb-ı ebcedle tek bir fark ile عَبْدُ الْقَادِرِيِّ olur. Demek ikinci Hulûsî, birinci Hulûsî gibi birincidir. Hem Hâfız Ali (rh) ve Kuleönü’ndeki Mustafalar (rh), hem Zekâî ve Küçük Lütfü (rh) onlar da; İşârât-ı Gavsiye’de zâhirdirler."

Sekizinci Lema’da geçen şu iki haşiyeyi izah eder misiniz?

Tarih: 4.02.2025 11:53:47

Cevap

Hâşiye-1: صَادِقًا بِمَحَبَّت۪ي fıkrasında, nasıl ki sâdık iki kardeşimize işaret ediyor. Öyle de بِمَحَبَّت۪ي kelimesiyle de, Said’in birinci ve en mühim talebesi ve İşârâtü’l-İ‘câz’ın te’lîfinde muhâtab, müsevvid, mübeyyiz olan Şehîd Merhum Molla Habîb’e rahmetullâhi aleyh îmâdan hâlî değildir.

Nasıl ki Abdulkadir Geylani Hazretleri صَادِقًا بِمَحَبَّت۪ي (Muhabbetimle sadık olarak) fıkrasında, sadakat ve bağlılıklarıyla öne çıkan Sıddık Süleyman Efendi ile Bekir Ağa’ya işaret edip onlardan haber verdi. Öyle de بِمَحَبَّت۪ي (Muhabbetimle) kelimesiyle de Hz. Üstad’ın Eski Said döneminin ilk ve en mühim talebesi olan Molla Habib’e dahi kerametiyle işaret etmektedir.

Molla Habib, Bediüüzaman Hazretlerinin yanında Birinci Dünya Savaşı’na katılarak küffarla mücadele etmiş, nihayette Pasinler Cephesi’nde Gevaş yakınlarında şehit düşmüştür. Bu dehşetli harpte Hazret-i Üstad bir yandan cephede düşmanla çarpışırken diğer yandan talebesi Molla Habib’e, Risale-i Nur Külliyatının fâtihası hükmündeki İşaratü’l i’caz adlı eserini yazdırmıştır. Öyle ki harbin en zor şartlarında, bazen avcı hattında, bazen at sırtında, bazen de siperde iken “Molla Habib yaz!” diyerek Hz. Üstad söylüyor, Molla Habib de hem müsvedde olarak yazıyor hem de daha sonra temize çekmek suretiyle bir şaheserin ortaya çıkmasına hizmet ediyordu. (Rahmetullahi aleyh)

Hâşiye-2: Sabrî’nin hakîkî ismi Mehmed Sabrî’dir (rh). Bu isim, hesâb-ı ebcedle tek bir fark ile عَبْدُ الْقَادِرِيِّ olur. Demek ikinci Hulûsî, birinci Hulûsî gibi birincidir. Hem Hâfız Ali (rh) ve Kuleönü’ndeki Mustafalar (rh), hem Zekâî ve Küçük Lütfü (rh) onlar da; İşârât-ı Gavsiye’de zâhirdirler.[1]

Sabri Efendi’nin gerçek ismi “Mehmet Sabri” olup ebced hesabına göre tek farkla عَبْدُ الْقَادِرِيِّ  (Abdulkadir) kelimesinde görünmektedir. Böylelikle üç olan fark bire düşmekte ve “İkinci Hulusi” ünvanına sahip olan Sabri Efendi’nin, Hulusi Bey gibi birinci sırada olduğuna işaret edilmektedir.

Şeyh-i Geylani Hazretlerinin bu beyitlerinde, vasıflarıyla ve hizmetteki dereceleriyle haber verilen Nur Talebeleriyle beraber, Hafız Ali, Kuleönün’ndeki Mustafalar, Zekâî ve Küçük Lütfü gibi Nur kahramanlarından da açıkça haber verilmektedir.[2] Ancak burada ayrı ayrı çıkarımlar yapılarak izah edilmemiştir.

Yukarıda izah edilen haşiyelerin geçtiği kısmın izahı için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/sekizinci-lema-izah-22


[2] Gerek isimleri zikredilen gerekse zikredilmeyen saff-ı evvel Nur Talebelerinin hayatları hakkında detaylı malumat için lütfen bakınız; Bediüzzaman Said Nursi ve Hayru’l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak, 1. cild


Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar