"Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm’ın kıssa-i meşhûresinin hulâsası: Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş..." Risale-i Nur'da geçen bu hadise hakkında farklı rivayetler duyuyoruz. Tam olarak sahih kaynaklarda Yunus Aleyhisselamın kıssası nasıl geçiyor?
Hz. Yusuf (as)'ın filminde bazı sahneler dikkatimi çekti. Mesela Hz. Yusuf kuyuda iken Hz. Hızır gelip onunla konuşuyor. Ayrıca Hz. Yakub'un Hz. Azrail ile konuşması sahnesi var. Bu sahneler ne kadar sahihtir? Gerçekten filimde anlatıldığı şekilde mi olmuştur? Bu konularda sahih rivayetler nelerdir?
İnsan hem günah işeyip hem namaz kılıyor ve 7 büyük kebairden kaçınıyorsa akibeti hakkında ne söylenebilir?
İçkinin neden haram olduğunu izah eder misiniz?
Normal el yıkadığımız, abdest aldığımız lavabonun içine birisi idrarını yaptı.Ve musluk da lavaboya yakındı. Lavabonun içini ve musluğu deterjan ile iyice yıkadıktan sonra alacağımız abdest geçerli olur mu?
"İhsan-ı İlâhîden fazla ihsan, ihsan değildir. Herşeyi olduğu gibi tavsif etmek gerektir." Bu cümleyi, buradaki anlamından başka; Cenab-ı Allahın sana ihsan ettiği nimetlerin fazlası fazl-ı İlahi den olmayabilir şeklinde anlamak mümkün mü, değil mi?
Onbeşinden yukarı olanlar, eğer masum ve mazlum ise, mükâfatı büyüktür; belki onu Cehennem'den kurtarır. Çünki âhirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedî'ye (A.S.M.) bir lâkaydlık perdesi gelmiş ve madem âhirzamanda Hazret-i İsa'nın (A.S.) din-i hakikîsi hükmedecek, İslâmiyetle omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa'ya (A.S.) mensub Hristiy...
"Sizin iki müthiş istibdadı kansız ve def'aten öldürmeniz harikulâde olduğundan ve şeriat-ı garrânın iki mucize-i garrâsını izhar ettiğinizden, zaifü'l-akide olanlara hamiyet-i İslâmiyenin kuvvetini ve şeriatın kudsiyetini iki burhan ile izhar eylediniz. Bu iki inkılâbın pahasına binler şehit verseydik, ucuz sayacaktık. Lâkin itaatinizden binde bir cüz'ü feda olunsa, bize pek çok pahalı düşer. Zir...
Mesnevi-i Nuriye Katre Risalesi'nde geçen şu kısmı izah eder misiniz?
"Ben kendime mâlik değilim. Ancak mâlikim kâinâtın mâlikidir. Fakat kendime mâlik nazarıyla bakıyorum ki, Mâlik-i Hakîkî’nin sıfâtını ve sıfatlarının bir derece mâhiyetini ve hududlarını bileyim. Evet, mevhûm ve mütenâhî hududum ile, Mâlik-i Hakîkî’nin sıfatlarının bir cihette gayr-i mütenâhî hududlarını bildim."
Sahabe Efendilerimizde insanlardan bir şey istememe özelliği var. Ve ahlak kitabında da bu durum, güzel özelliklerden sayılıyor. Ama illa ki insanlardan bir şey isteniyor. Bunu nasıl anlamalıyız, nasıl uygulamalıyız? Ölçümüz nasıl olmalı?