Arama sonuçları: 1298 sonuç bulundu.

Bakara 30.ayete göre dünya veya madde yaratılmadan önce kullukla sorumlu canlılar var mıydı? (Yaşam tarzı var mıydı?)
Bir hınzır, kendisi hınzır olmayı seçmedi. Ama Cenabı Hak, hem bu dünyada hem ahirette onu istiskal ediyor. Hayvanların iradeleri ve aklı olmadığına göre onların bu derecelendirilmeleri neye göre? Mesela risalede de karınca, hırslı olduğundan ayaklar altında; ama arı, kanaatkar olduğundan başlar üstünde gibi ifadeler var. Bunları nasıl anlamalıyız?
Elhamdülillah bizler İslam ile şereflendik, diğer insanlar neden İslam üzerine değil. Acaba ruhlar aleminde verdiğimiz cevaba göre mi dünyaya geliyoruz?
Mütedeyyin ailelerin evlatları İslâm'dan uzak bir hayat tercih edebiliyorlar.  Hidayet Allah'tan olduğu için anne babanın çabaları boşa çıkabiliyor. Bu sepepten dünyaya çocuk getirmek riskli değil midir? Ya cehennemlik bir evlat olursa?
"Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızasını esas maksad yapmak gerek...
Bediüzzaman Hazretleri 4.lema'da ve başka yerlerde Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın dünyaya geldiği anda “Ümmetî, ümmetî!” dediğini ifade ediyor. Sahih bir rivayet olduğunu belirtiyor. Üstadımız bu rivayet nereden almıştır?
Peygamber fendimizin ruhu nerededir? Dünya hayatındaki tasarrufu devam ediyor mu? Bu dünyadaki insanların onun ruhaniyeti ile görüşebilmeleri mümkün müdür?
İbadet dünya ve ahiret saadetine nasıl vesile olur?
Azîz, gayretli, ciddî, hakîkatli, hâlis, dirâyetli kardeşim, Bizim gibi hakîkat ve âhiret kardeşlerin, ihtilâf-ı zaman ve me­kân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni‘ teşkîl etmez. Biri şarkta, biri garbda; biri mâzîde, biri müstakbelde; biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler. Ve sohbet edebilirler. Hususan bir tek maksad için bir tek vazîfede bulunanlar, birbirinin aynı hük...
Üçüncü nokta şudur: O Zât-ı Zülcelâl’in iki vasf-ı kemâlden iki şer‘i tecellî. Vasf-ı irâdeden gelen meşîetle takdîrdir, o da şer‘-i tekvînî. Vasf-ı kelâmdan gelen şerîat-ı meşhûre. Teşrîî evâmire karşı itâat, isyannasıl olur, öyle de tekvînî evâmire itâat ve isyan olur. Birincisi gāliben dâr-ı uhrâda görür mücâzâtı, sevabı. İkincisi ağleben dâr-ı dünyâda çeker mükâfât ve ikābı. Meselâ nasıl, sabr...