Arama sonuçları: 187 sonuç bulundu.

Allah'ın kudretinin daima tecelli ettiğini nasıl anlarız? Teşekkürler.
Cenab-ı Hakk'ın kudreti hazır zamana mı tecelli eder, yoksa zamanın tamanına, geleceğe de tecelli etmiş midir? Mesela, peygamberimiz miracda geleceği ilmen mi gördü, yoksa kudretin yarattığı varlıklar şeklinde mi gördü?
Evet eğer abd hâlık-ı ef'ali bulunsaydı ve icada iktidarı olsaydı, o vakit ihtiyarı ref' olurdu. Çünki ilm-i usûl ve hikmette مَا لَمْ يَجِبْ لَمْ يُوجَدْ kaidesince mukarrerdir ki: "Bir şey vâcib olmazsa, vücuda gelmez." Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir. İllet-i tâmme ise; ma'lulü, bizzarure ve bilvücub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz. Bu pasajı detaylıca açıklar mısın...
Allahın bir şeyin yaratılması için ona ol der mi? Halbuki yaratmak için ol demesine ihtiyacı yok. Konu ile ilgili ayeti nasıl anlamalıyız?
Kur'an harflerini yazmanın maddi sırları var mıdır? Bazı rivayetlerde, Kur'an harfi ile yazılmış olan dua, ayet gibi kıymetli şeyleri yazmak, üzerinde taşımak veya okumaktan bahs ediliyor. Bunları nasıl anlamalıyız?
Risale-i Nur'da geçen; 'Kur'an Nedir Tarifi Nasıldır?' kısmına verilen cevabı madde madde izah edebilir misiniz?
İnsanların Kur'an'a mı yoksa felsefeye mi daha muhtaç olduğunu nasıl anlayabiliriz?
Her bir latifenin kendine has ubudiyetleri bulunuyor diyor üstad Bediüzzaman. Meselâ akıl, ruh, kalb ve hayalin ibadet vazifeleri nelerdir?
İnançsız birisi böyle bir iddiada bulunuyor. Mesela oksijen ve hidrojen 20 derecede hep aynı şekilde, aynı açı ve uzaklıkta bağ kurması zorunludur. Başka bir ihtimal olmadığından farklı bir şekilde bağ kurması mümkün değildir. Bu zorunluluk ise maddenin kendi fıtri özelliğinden kaynaklanmaktadır. Madde bu yüzden düzenli hareket ediyor. Bu özelliğin neden kaynaklandığı henüz bilinmese de bilim iler...
"Şu kâinatın sahib ve mutasarrıfı elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir ediyor ve her şey'i bilerek, görerek terbiye ediyor ve herşeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faideleri irade ederek tedvir ediyor. Madem yapan bilir; elbette bilen konuşur. Madem konuşacak, elbette zîşuur ve zîfikir ve konuşmasını bilenlerle konuşacak. Madem zîfikirle konuşacak, elbe...