7. Şua da geçen küfrün kısımları konusunu izah eder misiniz?
"Küfür iki kısımdır. Bir kısmı, bilmediği için inkâr eder. İkincisi, bildiği halde inkâr eder. Bu da birkaç şu‘bedir. Birincisi, bilir, lâkin kabul etmez. İkincisi, yakînî var, lâkin i‘tikādı yoktur.Üçüncüsü, tasdîki var, lâkin vicdânî iz‘ânı yoktur."
Küfrün ikinci kısmını oluşturan ve bildiği halde inkar edenlerin sayıldığı bu üç grubu izah eder misiniz? :
Evet eğer abd hâlık-ı ef'ali bulunsaydı ve icada iktidarı olsaydı, o vakit ihtiyarı ref' olurdu. Çünki ilm-i usûl ve hikmette مَا لَمْ يَجِبْ لَمْ يُوجَدْ kaidesince mukarrerdir ki: "Bir şey vâcib olmazsa, vücuda gelmez." Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir. İllet-i tâmme ise; ma'lulü, bizzarure ve bilvücub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz. Bu pasajı detaylıca açıklar mısın...
Üstad, risalelerde Kur'an'ın ''7 külli vechi''ne işaret ediyor. Ancak üstad 7. Lemada Fetih suresinin son 3 ayetini tefsir ederken ''Sure-i Fethin bu üç âyetinin çok vücuh-u i’câzı vardır. Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın on vücuh-u külliye-i i’câziyesinden ihbar-ı bilgayb vechi, şu üç âyette, yedi sekiz vecihle görünüyor.'' diyerek ''7 külli vechi'' 10'a çıkarıyor...Neden? Acaba bu ''7 külli vech''e e...
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de 6666 ayet var deniliyor.Oysa Kur'anın fihristinden bakıldığında 113 adet Besmele-i şerifi dahil edersek (Tevbe suresi besmelesiz başladığı için sayılmadı) 6250 ediyor. Bu duruma bir izah getiremediğimden sizlerin bilgisine başvurmayı ihtiyaç hissettim.
Kur'an harflerinin araç oldugunu düsünen birine en etkili cevap nedir?
"Kur’ân’ın her bir kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, “Bu Allah’ın kelâmıdır.” İkincisi, “Allah’ca murad olan ma‘nâ haktır.” Üçüncüsü, “Ma‘nâ-yı murâd budur.” Eğer Kur’ân’ın o kelâmı başka bir ma‘nâya ihtimâli olmayan muhkemâttan olursa veya Kur’ân’ın başka bir yerinde beyân edilmiş ise, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır. Ve inkârları da küfürdür. Şâyet Kur’ân’ın o k...
Kur'an-ı Kerim 23 Yılda nâzil olmuştur. Ancak Yirmi Beşinci Sözün İkinci Şulesinin Birinci nurunda "İşte o Kur'ân-ı Mübîn, yirmi senede.... nüzûl ettiği.." gibi bir cümle geçiyor. Hatta bir dahaki cümlede de yirmi sene denmekte. Bir ihtilaf yok mu?
Herhangi bir hanımın diyanette Kur'ân kursu hocası olup para karşılığı Kur'ân öğretmesinin hükmü nedir? Caiz midir? Allah'ın kitabını para ile öğretmek uygun mudur?
Kur'an-ı Kerim neden Arapça olarak okunmalıdır? Namaz ve namazın tesbihatı gibi ibadetler neden Arapça yapılmalıdır? Anlamadan okumak yerine meali okumak mı daha faziletlidir? Arapçanın ne gibi hususiyetleri Cenab-ı Hakkın bu dili murad etmesine vesile olmuş olabilir? Mümkünse teferruatlı makale olarak cevap verir misiniz?