Arama sonuçları: 1550 sonuç bulundu.

Peygamber Efendimizin gün içinde vakitlere göre okuduğu ve okunmasını tavsiye ettiği sureler ve namazda genellikle okuduğu bilinen sureleri, âyetleri açıklayabilir misiniz?
Hz. Üstad’ın Eski Said’den Yeni Said’e geçmesi hangi tarihte ve nerede olmuştur? Bu dönüşüm ile Hz. Üstad’ın hayatında esas olarak değişen nedir?
Bende bu aralar namaz kılarken, Kuran okurken aklımdan kalbimden tövbe haşa Allah ile ilgili Kuranla ilgili demeye bile dilim varmazken küfürler oluşuyor çok korkuyorum bu durumdan ne yapmam lazım?
21. Lemada geçen "Samimî ihlâsı kıran adam, bu hılletin en yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var; ortada tutunacak yer bulamaz." Cümlesindeki ihlasın kırılması ve neticesinde de derin bir çukura düşmek ne demektir?
İhlas nedir, ne demektir?
"Hatta en latîf ve güzel bir hakîkat-i îmâniyeyi muhtaç bir mü’­mine bildirmek ki; en ma‘sûmâne, zararsız bir menfaattir. Mümkünse, nefsinize bir hodgâmlık gelmemek için, istemeyen bir arkadaşla yaptırması hoşunuza gitsin" (21. Lema)                          Burada "yaptırması" kelimesinden kasıt nedir? Kimin yaptırması hoşunuza gitsin sorusunun cevabı nedir?
İhlas hatminin sayısı kaçtır?
İhlas, kelime manası ile kısaca amellerde Allah’ın rızasını gözetmek demektir. Peki ihlas sûresinin adının ihlas olmasının hikmeti nedir? Ve bu sûre içerisinde ihlasın kelime manası olan (Allah rızasından) bahsedilmektedir mi? İhlasa işaret eden bir manası da var mıdır?
"Bu hılletin üssül’esâsı, samîmî ihlâstır. Samîmî ihlâsı kıran adam, bu hılletin en yüksek kulesinin başından sukūt eder. Gāyet derin bir çukura düşmek ihtimâli var. Ortada tutunacak yer bulamaz." Üstadımızın burada çukurdan maksadı nedir? Ortada tutunacak yer bulamaz derken, o çukura düşen kişi için hiç ümidin olmadığınımı anlatmak istiyor.?
Azîz, gayretli, ciddî, hakîkatli, hâlis, dirâyetli kardeşim, Bizim gibi hakîkat ve âhiret kardeşlerin, ihtilâf-ı zaman ve me­kân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni‘ teşkîl etmez. Biri şarkta, biri garbda; biri mâzîde, biri müstakbelde; biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler. Ve sohbet edebilirler. Hususan bir tek maksad için bir tek vazîfede bulunanlar, birbirinin aynı hük...