Bediüzzamanı diğer alimlerden farklı kılan ve ön plana çıkaran hussiyetleri nelerdir?
Bediüzzaman Hazretleri, Afyon Mahkemesi Müdafaası'nda seyid olmadığını söylüyor: "Said itiraznamesinde demiş ki, "Ben seyyid değilim..." (Şualar, 14. Şua) Üstad seyyid değil mi?
Risale-i Nur'da geçen Osman Halidi ve Topal Şükrü hakkında bilgi verebilir misiniz?
18 bin alemden kasıt nedir?
4. Şua'nın Birinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiyede geçen ''Bilhassa Kur’ân’a mensubiyeti ve kabûl-ü Nebevî ve inşâallâh marzî-i İlâhî cihetiyle bir ân-ı vücûdu ve nazar-ı Rabbânîye mazhariyeti, umum ehl-i dünyânın takdîrinden daha ziyâde kıymetdar bildim.'' Bu cümledeki "ân-ı vücûdu" ifadesinden ne anlamamız gerekiyor? Bu cümleyi Risale-i Nur penceresinden izah eder misiniz?
"Biz dahi başta 'ona' başlarız" cümlesindeki 'ona' sözcüğüyle neyi kastetmektedir? Neden 'onunla' diye tabir etmemiş?
Bu asırda İslamları perişan eden, modernizim, materyalizm, dünyevileşme, hümanizim, siyasi entrikalar gibi şeyler ve bunların karşısında sapasağlam duran, satırlarında ve hayatında bu akımların eseri ve esiri olmayan Risale-i Nur ve müellifi Bediüzzaman'ın fikirlerini nasıl hayatımıza hayat yapalım ki bu akımlardan kurtulacak İbrahimî bir gömlek giyip kendimizi bekâya göre proğramlayalım?
Birinci Sözde geçen "Bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanıdır"cümlesini izah eder misiniz?
Büyü var mı? Tesiri nedir? Korunmak için ne yapılmalı?
İhlas risalesinde geçen, "Cadde-i Kübra-yı Kur'aniye olan şu mesleğimizden şimdi ayrılanlar, bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etmek ihtimali var."
Burada evvela, mesleğimizin Cadde-i Kübra-yı Kuraniye olduğunu nasıl anlarız?
Ve bu meslekten ayrılanlar bilmeyerek dinsizlik kuvvetine nasıl yardım ederler?