Bayanlar Hayız (Mazeret, Regl) Halinde;
1- Kur’ân-ı Kerim okuyabilirler mi?
2- Kur’ân-ı Kerim meâli okuyabilir mi?
3- Hafızlık yapan biri mazeretliyken Kur'ân-ı Kerim okuyabilir mi?
4- Hayızlı bir Bayan Kur’ân-ı Kerim ve Mushaf’ı çıplak el ile tutabilir mi?
5- Cevşenü’l-Kebir, Sekine, Evrâd-ı Kudsiye, Münâcâtü’l-Kur’ân, Tahmidiye, Hulâsatü’l-Hulâsa, Celcelutiye gibi dua, evrâd ve ezkârları okuyabilir mi?
6- Hayızlı bir bayan Risale-i Nur ve benzeri eserleri okuyabilir mi?
Bu konularda uygulama nasıl olmalıdır? İzah eder misiniz?
Suallerinizle ilgili önemli birkaç husus var. Genişçe bir malumatı maddeler halinde vermeye çalışalım İnşâallah.
1- Regl Halinde Kur’ân-ı Kerim Okunabilir mi?
Kur’ân-ı Kerîm ve vahiy yoluyla gelmiş olan dualar ezberden abdestsiz okunabileceği konusunda bir ihtilaf yoktur.
Bununla beraber, Allah kelamı olduğundan, ezberden okunduğunda da abdestli olunması, bazı âlimler tarafından tavsiye edilmiştir.[1]
Ancak Kur’ân’a abdestsiz olarak dokunulamayacağı ve Kur’ân’ın abdestsiz taşınamayacağı hususunda mezhepler ittifak etmiştir.[2]
Bu görüşün delili “Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.”[3] âyetiyle beraber, Peygamber Efendimiz (asm)’in Amr b. Hazm’a gönderdiği mektupta yer alan “Kur’ân’a ancak temiz olan dokunsun.”[4] hadis-i şerifidir.
Yukarıda verilen deliller çerçevesinde ilk dönemden itibaren Kur’ân’a abdestsiz olarak dokunulamayacağı konusunda ümmet arasında ortak bir kanaat ve bir nevi amelî sünnet oluşmuştur. Kur’ân’ın Allah kelamı olmasından hareketle, abdestsiz dokunulmaması ona gösterilmesi gereken saygının bir gereği olarak görülmüştür.
Bu mesele İbn-i Abidin'de şöyle geçmektedir:
Cünüp olanların ve âdetli kadının Kur’ân-ı Kerim'den bir şey okuması haramdır.
Hayız ve nifas halinde olan bir kadına Kur'ân okumak haramdır. Peygamber Efendimiz (asm) hayızlı, loğusa ve cünübün Kur’ân okuması ile ilgili şöyle buyurmuştur:
“Cünüp ve âdetli kadın Kur’ân’dan hiçbir şey okuyamaz.”[5]
Ayrıca Hz. Ali (ra) de şöyle demiştir:
“Allah Resulünü cünüplüğün dışında Kur’ân okumaktan bir şey alıkoymazdı.” [6]
Buradaki hadis-i şeriflerden hareketle İslâm âlimlerinin çoğunluğu hayızlı kadının Kur’ân’dan, Kur’ân okuma maksadıyla bir âyet bile okuyamayacağını söylemişlerdir. Aynı zamanda bunlar bu halde iken Kur’ân âyetlerini de yazamazlar. Bu konuda Tevrât, İncil ve Zebur da Kur’ân gibidir.
Fatiha dua niyetiyle okunabilir. Ayrıca Kur’ân’daki duaya benzeyen âyetler de Kur’ân okuma niyetiyle değil de dua niyetiyle okunabilir.
Mesela;
رَبَّنَا آتِنَافِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِحَسَنَةً وَقِنَاعَذَابَ النَّارِ
Aynı şekilde sevinçli bir haber duyan اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
Üzücü bir haber duyan da اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ diyebilir. [7]
Ömer Nasuhi Bilmen’in fıkıh kitabında şöyle geçmektedir:
Yüce Allah'ın huzurunda durup namaz kılmak ve Kur'ân âyetlerini okumak veya Kur’ân'ı tutmak için tam bir temizlik hali içinde bulunmak lazımdır. Onun için hayız ve nifas olan kadının namaz kılması, oruç tutması, Kur'ân okuması veya Kur’ân'a yapışması caiz olmaz.
"Hayız halindeki bir kadın Kur’ân okumak niyetiyle Kur’ân-ı Kerim’den bir âyet dahi olsa okuyamaz! Fakat dua âyetlerini dua maksadıyla okuması bu durumdan müstesnadır."
Hayız veya cünüp halindeyken; “Bismillah”, “Elhamdülillah” gibi bereket ve şükür niyeti ile âyetlerin bir kısmı okunabilir.
Besmele dua mahiyetinde olduğu için ve bir Müslüman her işine Allah'ın (cc) adıyla yani besmeleyle başlaması gerektiği için hayız ve cünüp halindeki bir kimsenin besmele ve tesbîh çekmesinde herhangi bir sakınca yoktur. [8]
Namaz gibi bir kısım din görevlerini yerine getirmek için abdest almaya gerek vardır. Bu görevlerden her birinin yapılması, abdestin bir sebebidir. Abdestsiz bir kimse namaz kılamaz, tavaf edemez, bir mahfaza içinde olmaksızın Kur'ân'ı tutamaz, Kur'ân'ın tam bir âyetinin veya bir kısmının yazılı bulunduğu bir levhaya el süremez. Bunları yapmak haramdır. Fakat Kur'ân-ı Kerim’i ezber olarak veya karşıdan Mushaf'a bakarak abdestsiz okuyabilir. Aklı olan ve büluğ çağına eren ve suyu kullanmaya gücü yeten her Müslüman, gerektiği zaman abdest almakla yükümlüdür.[9]
Kur’ân-ı Kerim programı yüklü olan telefonlar Mushaf hükmünde olmadığı için gusül abdestli olup fakat namaz abdestli olmadan da okunabilir. Ancak bu işin en güzeli; telefondan Kur’ân okurken hem gusül hem de namaz abdestinin olmasıdır. Zira insan kolaylıkları seven bir varlıktır. İhtimal ki böyle ehemmiyetli bir meselede kolaylık olmasını da arzu eder. Ancak şunu unutmamak gerekir ki her amelde kolaylığı tercih etmek kişiyi takvadan da uzaklaştırabilir.
2- Regl Halinde Kur’ân-ı Kerim Meâli Okunabilir mi?
Hayızlı bir bayan Mushaf’a dokunmadan meal okuyabilir. Kur’ân’ın sadece Türkçesini ihtiva eden mealler bulunmaktadır. Hayız günlerinde o tarz meallerden okumak daha ihtiyatlı olacaktır.
3- Hafızlık Yapan Bir Kişi Mazeretliyken Kur'ân Okuyabilir mi?
Kur’ân okumak kastıyla Müslüman kimsenin bir harf dahi olsa, Hanefilerle Şafiîlerdeki muhtar (kabul görmüş) olan görüşe göre bir âyetten daha az bile olsa Kur’ân okuması haramdır.
Şayet bu iş dua, sena, bir işin başlangıcı olmak veya birisine öğretmek, istiaze, zikir maksadıyla okunacak olursa o vakit haram olmaz.
Mesela: Bineğe binerken:
سُبْحاَنَ الَّذ۪ي سَخَّرَلَناَ هَذَا وَماَ كُنَّا لَهُ مُقْرِن۪ينَ ۞ وَاِنّا اِلٰي رَبِّناَ لَمُنْقَلِبُونَ
“Bize bunu musahhar kılanın şanı ne yücedir! Biz buna kendi gücümüzle sahip olamazdık.”[10], inerken de:
وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِل۪ينَ
“De ki: Rabbim! Beni mübarek bir menzile indir; çünkü Sen indirenlerin en hayırlısısın”[11] demek gibi.
Fakat Malikiler, cünüp bir kimse için Kur’ân-ı Kerim den bir veya iki âyeti istiaze maksadıyla; Âyetü’l-kürsi, İhlas, Felak, Nâs gibi sureleri okumayı veya kendisine ya da bir başkasına nazar değmesine yahut da herhangi bir acıya karşı tedavi maksadıyla okumayı caiz kabul etmişlerdir.
Malikî mezhebine göre hayızlı kadın cünüplü kimse gibi değildir. Zira cünüplü kişinin, yıkanarak bu hali giderme imkânı varken hayızlı kadın için böyle bir durum söz konusu değildir. Dolayısıyla âdet döneminde Kur’ân okumasında bir sakınca yoktur.[12]
Mâlikî fakihleri, bazı sahâbe ve tâbiîn âlimlerinden rivayet edilen görüşlerin desteğiyle, kadının hayız süresi içinde Kur'ân okuyabileceğini, fakat hayız kanı kesildiği andan itibaren gusledip temizleninceye kadar cünüp hükmünde olup Kur'ân okuyamayacağını belirtmişlerdir.[13]
İbn Hazm bu şartı da aramaz. Mâlikîler ve İbn Hazm dahil bir grup İslâm âlimi, cünüplük halinin iradî, hayzın ise gayri iradî oluşundan hareketle hayızlı kadın lehine bir ayırım yapmayı gerekli görmüş, özellikle Mâlikîler kadınların Kur'ân öğretimi ve öğrenimi için böyle bir ruhsata ihtiyacı bulunduğu noktasından hareket etmişlerdir.
Hülasa; Maliki âlimlerinin görüşlerine göre hayız hali bir kadının kendi iradesi dışında olan bir durum olduğu için kasti olmadığından Kur’ân öğretebilir veya Kur’ân-ı Kerim öğrenmek için okuyabilir demişlerdir.
4- Hayızlı Bir Bayan Kur’ân-ı Kerim'i/Mushaf’ı Çıplak Elle Tutabilir mi?
Hayızlı kadının Kur'ân okuması ve Mushaf'ı eline alması, mescide girip orada kalması, Hanefîler de dahil fakihlerin çoğunluğuna göre câiz değildir. Bu konuda hayızlı kadın cünüp kimse gibidir. İhtiyaç halinde mescide girebilirler, dua ve zikir niyetiyle dua âyetlerini, Fâtiha, İhlâs gibi sureleri besmeleyi, kelime-i tevhid ve şehâdeti okuyabilirler. Ancak çıplak el ile ne Kur’ân-ı Kerim’e ne de âyetlere dokunamazlar. Mecburiyet hali olursa muhakkak harici bir şey ile tutabilirler. Bu kısım yukarıda da izah edilmişti. Maliki mezhebine göre, âdetli kadın eğitim öğretim amacıyla Mushaf’a dokunabilir, Kur’ân-ı Kerim’i okuyabilir.[14]
5- Regl Halinde Cevşen’ül Kebir, Sekine, Evrâd-ı Kudsiye, Münâcâtü’l-Kur’ân, Tahmidiye, Hulâsatü’l-Hulâsa, Celcelutiye Gibi Dua, Evrâd ve Ezkâr Okunabilir mi?
Sualinizde ismi geçen dua mecmualarını cünüp ve hayız gibi durumlarda içerisinde âyetlerin bulunduğu yerleri çıplak elle tutarak okumak sakıncalı görülmüştür. Ancak ezberden veya el sürmeden, bakarak dua niyetiyle okunmasında bir sakınca yoktur.
Sorunuzun içerisinde geçmemiş ancak onu da biz ilave edelim. Bahse konu olan dua mecmuası içerisinde Delâilü’n-Nur şu an ayrı bir mecmua olarak basımı bulunmakta ve bu salavâtların bulunduğu mecmuaları bu halde iken alıp okuyabiliriz.
Bu konuda önemli bir de tavsiye:
İhtiyaten Cevşen ve salavât hatmi gibi halkalara o halkanın nuraniyetine küçük de olsa bir zarar veya şüphe gelmemesi için mazeretli olunduğu günlerde o nurani halkalara girilmemesi tavsiye edilmiştir. Yani hayızlı iken Cevşen hatmi yapanların hatimlerine dahil olmadan şartlarına uyarak kendi başınıza okuyabilirsiniz.
6- Hayızlı Bir Bayan Risale-i Nur ve Benzeri Eserleri Okuyup Yazabilir mi?
Kur’ân-i Kerim'in dışında siyer, hadis, fıkıh, tasavvuf, Risale-i Nur gibi dinî kitapları ellerine almaları bir kısım âlimlere göre caizdir. Ancak bu kitapların içinde bulunan âyetlere el sürmemeleri gerekmektedir.
Dolayısıyla içinde âyet bulunabilen kitapları okumakta bir beis yoksa da âyetlere dokunmamak gerekmektedir. Âlimlerimiz en güzelinin bu kitapları bir bez, örtü ile tutmak olduğunu da takva cihetiyle tavsiye etmişlerdir.
Yukarıda da geçtiği gibi İslâm âlimlerinin çoğunluğu hayızlı kadının Kur’ân’dan, Kur’ân okuma maksadıyla bir âyet bile okuyamayacağını söylemişlerdir. Aynı zamanda bunlar bu halde iken Kur’ân âyetlerini de yazamazlar. Bu konuda Tevrât, İncil ve Zebur da Kur’ân gibidir.
“Halebî-i Sağîr gibi bazı fıkıh kitaplarında, dinî kitapların abdestsiz olarak ele alınması mekruh sayılmaktaysa da İmam-ı Âzam’dan rivayet edilen bir görüşe göre -ki sahih olan budur- mekruh olmadığıdır. Çünkü insan bu kitapları elle tutup okumakla doğrudan Kur’ân’a dokunmuş bulunmamaktadır. Çünkü bu kitaplardaki âyetler esas kitabın muhtevasının az bir kısmını teşkil etmektedir. Dolayısıyla, mekruh olmaz, denmektedir.”[15]
Tefsir kitapları hususunda Hanefî mezhebinin görüşü, onları abdestsiz olarak ele alınmasının mekruhluğu şeklinde ise de Tahtavî’de şöyle bir ibare yer almaktadır:
"Tefsirlerdeki Kur’ân âyetlerine el sürülmesi câiz değildir. Fakat diğer kısımlarına el sürülebilir.”[16]
Fetâvâ-i Hindiye’de ise tefsir, fıkıh ve hadîs kitaplarına dokunmaları mekruhtur.
Ancak “Şâfiîlere göre ise, eğer tefsir kısmı Kur’ân’dan fazla ise (Risale-i Nur gibi eserler) abdestsiz olarak ele alınabilir. Şayet Kur’ân kısmı fazla ise dokunmak câiz olmaz.”[17]
Risale-i Nur’un orijinali olan Kur’ân-ı Kerim harflerini de yazmak mekruhtur ancak Maliki mezhebine göre Kur'ân'ı öğrenmek veya öğretmek için ona dokunmak ve okumak caiz olduğundan; öğrenmek ve öğretmek maksadıyla Risale-i Nur gibi Kur'ân’a ait tefsirleri, okumak ve yazmak da caiz olduğu anlaşılıyor.
İşin en faziletlisi şudur ki; bir kısım âlimlere göre, Besmelenin yazılacağı bir boş kağıdı dahi ihtiyaç olmadıkça abdestsiz ele almamaktır.
[1] Nevevî, el-Mecmû‘, 2/69
[2] bkz. Merğinânî, el-Hidâye, 1/33; Nevevî, el-Mecmû‘, 2/65; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/59
[3] Vâkı’a, 65/79. Ayet
[4] Muvatta’, Kur’ân, 1
[5] İbn-i Mace
[6] Ebu Davud, Nesaî, İbn Mace
[7] İbn-i Abidin, Haşiyet-ü Reddü’l-Muhtar
[8] Büyük İslam İlmihali-Ömer Nasuhi Bilmen
[9] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali Abdestin Mahiyeti Bölümü
[10] Zuhruf, 43/13. Ayet
[11] Mü’minûn, 23/29. Ayet
[12] Mevvâk, et-Tâc ve’l-iklîl Alâ Muhtasarı Halîl, C 1, s. 462.
[13] İslam Fıkhı Ansiklopedisi Pr. Dr. Vehbe Zuhayli, C 1, s.292.
[14] Ezheri, Cevahiru’l-İklil Şerhu Muhtasarı Halil, C 1, s. 32. Arapça Nüshası, Şerhu Minahi’l-Celil, C 1, s. 104.
[15] İbrahim Halebî, Halebî-i Sağîr, s.40.
[16] et-Tahtâvî. Hâşiyetü’Tahtâvî alâ Merâki’l-Felâh. (İstanbul: Temel Neşriyat, 1985), s.66.
[17] Abdurrahman el-Cezerî. Kitabü’l-Fıkhı ale’l-Mezâhibi’l-Erbaa. (Kâhire: Matbaatü’l-İstikame) 1/49.