"Acaba bir tek âyetin bir tek işareti, gözümüz önünde ulûm-u İslâmiyede müteaddid ilmî ve kevnî hakîkatleri meyve veren bir kitabın binler böyle şehâdetleri ve da‘vâlarıyla, güneş gibi zuhûr eden îmân-ı haşrî, hakîkatsiz olması mümkün mü?"
"Acaba bir tek âyetin bir tek işareti gözümüz önünde ulûm-u İslâmiyede müteaddid ilmî ve kevnî hakîkatleri" burasını örneklerle izah eder misiniz?
Geç vakte bırakıldığı için, son rekatları veya bütün bir vacip/farz namaz, diğer vakitte kılınmış olsa fakat kaza diyerek niyet edilmese tekrar kaza edilmesi gerekir mi? Namazın hepsini yetiştiremeyeceğini bilen veya ezan okunurken namazını kılmadığı aklına gelen kimse namazını yine de normal niyet alarak o anda kılmalı mıdır? Kılarsa (o namazın farzından sonraki diğer vakte sarkan) sünnetini de t...
"Vazife istenilmez, verilir!" düsturu nasıl anlaşılmalı? Mesela bir kişi elinden geldiğince bu hakikatleri birilerine ulaştırma gayretine girip insanları bir araya getirmek için uğraşıp hakikatleri bahs etse yanlış mı olur? İlla bir vazife mi verilmeli kendisine?
Vitir namazına 2. ve 3. rekatta dahil olan bir kişi, cemaatten sonra kalan rekatları nasıl tamam eder?
Tarikatlarda yapılan sesli ve toplu zikirlerin sünnette yeri var mıdır yoksa bidat sayılır mı? Zikirle beraber kafayı sallayanlar oluyor, hoplayıp zıplayanlar oluyor. bu caiz midir?
'Hususî bir yere bakmayan ve imanî hakikatlar gibi umum kâinata bakan nefyler, inkârlar (zâtında muhal olmamak şartıyla) isbat edilmezler' cümlesinde zatında muhal olmakla ne kast edilmiştir?
Sadakalar (zekâtlar), Allah'dan bir farz olarak ancak, fakirlere, yoksullara, (zekâtı toplamak için me'mur kılınmakla) onun üzerine çalışanlara, kalbleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (âzâd edilmek üzere efendisiyle belli bir bedel karşılığında anlaşmış olan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara mahsustur... 1- fakir ile yoksulun farkı nedir? 2- Yolculara derken ne ...
Ben evli olan ablamla beraber şehirde kalıyorum. Anne-babamlar köydeler. Şehirde evleri yok. Ben de köyde kalırsam hiçbir bilgimi geliştiremiyorum. Ablamlarla kalmam caiz mi?
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
”Halbuki zulümden tenezzühü kâinatın şehadetiyle sabit olan adalet…” Bu cümle, Tılsımlar mecmuası sayfa 111' de geçiyor. Sorum şu ki: Cenab-ı Hakk'ın Adl ismine kâinat nasıl şehadet ediyor? Buna misaller verir misiniz?