Çalıştığım ortamda çok iyi kalpli inançlı bir abi var. Ancak bazen kalbimi kırıcı laflar söylüyor. Kalbini kırmak istemiyorum. Biraz tavır aldım. Çok samimi olmamaya çalışsam doğru olur mu, ne yapmalıyım?
İzzet-i nefs tabirini açıklar mısınız?
Kafirler malum ki ebedi cehennemliktir. Ancak müslümanlara özellikle bu zamanda ahlak-ı seyyieden çok zararları dokunuyor. Ayrıca cezayı artırıcı olarak bu kötü ahlaklarından günah kazanırlar mı? Veya iyi huylu olanlarının azabları hafifletilir mi?
Mesnevi-i Nıuriye'de Reşhalarda geçen "Kâinatta görünen hüsn-ü san'at dahi risalet-i Ahmediyeye (a.s.m.) delâlet ve şehadet eden kat'î bir delildir." cümlesini devamı ile açıklar mısınız? Tam olarak Peygamberimizin nübüvvetine olan delaletini bağdaştıramadım.
"Bir kelâmda, her fehme gelen şeylerde mütekellim muahaze olunmaz. Zira mesûk-u lehülkelâmdan başka mefhumlar irade ile deruhte eder. İrade etmezse, itab olunmaz. Fakat garaz ve maksada mutlaka zâmindir." "Fenn-i beyanda mukarrerdir: Sıdk ve kizb, mütekellimin kast ve garazının arkasında gidiyorlar. Demek maksut ve mesâk-ı kelâmda olan muâhaze ve tenkit, mütekellime aittir. Fakat 'kelâmın müstetbe...
İhlas Risalesinde ''En güzel taktir edici yoldaş'' olmak tavsiye ediliyor. Halbuki övmek Rasulullah a.s.m 'ca kötülenmiş ve zararı zikredilmiş. Peki bizler övmekle samimi taktir etmek arasındaki ince çizgiyi nasıl muhafaza edeceğiz?
Kur'an harflerinin araç oldugunu düsünen birine en etkili cevap nedir?
Kur'an-ı Kerim neden Arapça olarak okunmalıdır? Namaz ve namazın tesbihatı gibi ibadetler neden Arapça yapılmalıdır? Anlamadan okumak yerine meali okumak mı daha faziletlidir? Arapçanın ne gibi hususiyetleri Cenab-ı Hakkın bu dili murad etmesine vesile olmuş olabilir? Mümkünse teferruatlı makale olarak cevap verir misiniz?
"Derece-i i‘câzda belâgat-i Kur’âniyedir. O belâgat ise, nazmın cezâletinden ve hüsn-ü metânetinden; ve üslûblarının bedâatinden, garib ve müstahsenliğinden; ve beyânının berâetinden, fâik ve safvetinden; ve maânîsinin kuvvet ve hakkāniyetinden; ve lafzının fesâhatinden, selâsetinden tevellüd eden bir belâgat-i hârikulâdedir ki, benî-Âdemin en dâhî edîblerini, en hârika hatîblerini, en mütebahhi...
Kur'an'da, "Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir" ve diğer bir ayet-i kerimede ise, "Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir"diye buyrulmuş. Buradaki zaman kavramını açıklar mısınız?