Soru

Kuran'da Zaman

Kur'an'da, "Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir" ve diğer bir ayet-i kerimede ise, "Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir"diye buyrulmuş. Buradaki zaman kavramını açıklar mısınız?

Tarih: 24.02.2010 00:00:00
Okunma: 5281

Cevap

Bediüzzaman Hazretleri, Rumuzat-ı Semaniye isimli eserinde, Kur'an'ın nazarında, Dünya'daki gün ve zaman anlayışının yanında, başka günlerin de muhatab olduğunu anlatır.

Mesela, bizim bir günümüz dünyanın kendi etrafındaki bir turudur.

Güneşin bir günü, onun kendi etrafındaki bir turudur ki, bir ay sürer.

Bütün yıldızların etrafında döndüğü Şemsü'ş-Şümus'un da kendine göre bir günü vardır.

Kur'an bu gibi ayetlerle, o günlere de işaret eder.

Birinci ayete dikkat edilirse, sizin hesabınızla bin yıl olan diyor. Yani bildiğimiz bin yıl demek istiyor. İkinci ayeti de bunun gibi sizin hesabınızla ellibin sene olan bir gün manasındadır.

Bizim hesabımızla bin yıl olan bir süre, demek ki başka bir yıldızın (Şi'râ yıldızının) bir günüdür. Yani kendi etrafında bir turu bin sene sürer.

Bizim hesabımızla elli bin senelik bir zaman, en büyük yıldız olan Şemsü'ş-Şümus'un bir günüdür. Kendi etrafında elli bin senede bir tur atar.

Bahsettiğimiz Rumuzat-ı Semaniye'deki izah da şöyledir:

"Malumdur ki küre-i arzın mihveri (ekseni) üstündeki hareketli gece gündüzler ve medar-ı senevisi (yörüngesi) üstündeki hareketiyle seneler hasıl oluyor.

Güneşle beraber her bir seyyarenin (gezegenin) belki sevabitin (yıldızların) ve Şemsü'ş-Şümusun dahi her birinin mihveri (ekseni) üstünde eyyam-ı mahsuselerini (kendi günlerini) gösteren bir hareketi ve medarı (yörüngesi) üzerinde deveranı (dönmesi) dahi bir nevi (kendilerine ait) seneleri gösteriyor.

Hâlık-ı arz ve semavatın (göklerin ve yerin yaratıcısının) hitabat-ı ezeliyesinde (Kur'an'daki ezeli hitabında) o eyyam (günler) ve seneleri dahi irae ettiğine (gösterdiğine) delil şudur:

Furkan-ı Hakim'de, (Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir) ve (Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir) gibi âyetler isbat ediyorlar.

Evet kış günlerinde ve şimal (kuzey) taraflarında gurub ve tulû' mabeyninde (güneşin  doğması ile batması arasında) dört saatlik gününden ve bu iklimde, kışta sekiz dokuz saatlikten ibaret olan eyyamlardan (günlerden) tut ta Güneşin mihveri (kendi ekseninde) üstünde bir aya yakın mahsus (kendine ait) gününden tut,

ta kozmografyanın (Astronomi'nin) rivâyetine göre (Şi'râ'nın Rabbi) tabiriyle Kur'ân'da namı ilan edilen ve Şemsimizden (Güneşimizden) büyük Şi'ra namındaki diğer bir şemsin belki bin seneden ibaret olan gününden dahi tut git,

ta Şemsü'ş-Şümusun (güneşlerin etrafında döndüğü güneşin) mihveri (ekseni) üstündeki elli bin seneden ibaret bir tek yevmine (gününe) kadar eyyam-ı rabbaniye (Rabbimizin kabul ettiği günler) var.

İşte semavat ve arzın Rabbi o şemsü'ş-şümusun ve şi'ranın hâlıkı (yaratıcısı) hitap ettiği vakit o semavat ve arzın ecramına (cisimlerine) ve alemlerine bakan kudsi kelamında (sözünde) o eyyamları (günleri) zikreder (söyler) ve zikretmesi gâyet yerindedir." (Rumuzat-ı Semaniye)


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar